Bakırköy’ün Yeşilköy Mahallesi’nde ikamet eden ve oturduğu sokakta sekiz inşaat çalışması olduğunu vurgulayan Çetinkaya, sokakta baretle gezecek duruma geldiklerini ifade eden Çetinkaya, “Yıkım faaliyetinde, insan sağlığı, can ve mal güvenliği ve çevreyi korumak esastır. Ayrıca ‘Kontrolü Bina Yıkım Yönetmeliği’ne göre yapılardaki, asbest ve benzeri tehlikeli kimyasal içeren imalatlar sökülüp uzaklaştırılmadan ve hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıkları yani ‘seçici yıkım’ yapılmadan ana yıkıma geçilemez. Bunların hiç birini görmüyoruz. Toz toprak soluyoruz, asbest tehlikesiyle karşı karşıyayız. Koruyucu önlemler alınması gerekirken hiçbir önlem alınmaksızın yıkımlar yapılıyor ve sözde dönüşüm ve yenileme yapılıp insanların can sağlığını güvence altına alacağını söyleyenler, inşaatların etrafında yaşayanları risk altında bırakıyor” dedi.

Yıkımı gerçekleştiren ekiplerin profesyonel olmadığını, hukuken zorunlu olan ‘Yıkım Planı’na uyulmadığını ve yeterli denetimlerin de olamadığını belirten Nurhan Çetinkaya, araçların üstündeki asbest kalıntılarını göstererek, öncelikle Bakırköy Belediye’sini göreve davet etti.

Devletin kentsel dönüşüm sürecinde ev sahiplerine sağladığı destek kira yardımının yanı sıra, asbeste maruz kalan bölge halkına da sağlık ve bakım desteği vermesi gerektiğini söyleyen Çetinkaya, “Herkes işini yapsın” ifadelerini kullandı.