TARİHE YOLCULUK SÖYLEŞİLERİNDE SEZONUN SON KONUĞU DR. ÖĞR. ÜYESİ BİLAL YAMAK OLDU!

Doğan Mert Demir; kendi alanının öne çıkan isimleriyle tarihi meseleler hakkında konuşuyor. Mayıs ayında Demir’in konuğu Dr. Öğr Üyesi Bilal Yamak oldu. 20 Mayıs Salı akşamı saat 19.30’da, Zeytinburnu Kültür Sanat’ta başlayan söyleşide Fatih Sultan Mehmed’in manevi dünyası hakkında konuşuldu.

“Batı’nın etkisiyle, tarihi laboratuar olarak görüyoruz.”

Dr. Öğr. Üyesi Bilal Yamak, günümüz tarihçiliğinin Fatih Sultan Mehmed’in manevi dünyasına yaklaşımı ile ilgili bilgi verdi:  

“Tarih, laboratuvar olarak görülüyor. Bu da elbette Batı’nın etkisiyle oldu. Bu yüzden Fatih’in hayatındaki tasavvufi ya da manevi hususlar analiz edilemiyor. Tasavvuf bilgisi yetersiz. Biz bunu hep bir problem olarak ortaya koyuyoruz. Tarihçiler tasavvuf bilmeli. Tasavvuf çalışanlar da mutlaka tarih bilmeliler. Anlaşılamayan bir mesele olduğu zaman yorumlamakta zorluk çekiliyor. Yorumlamaya çalışanlar da son derece modernist paradigmalarla yorumluyorlar. Maalesef gerçek bilgiye erişemiyoruz. Bunlar anaforu altına girdiğimiz Batıcı ilim paradigmasından kaynaklanıyor.”

“Fatih Sultan Mehmed’in manevi kırılma noktalarından biri ilk iktidarından el çektirilmesi.”

Dr. Öğr. Üyesi Bilal Yamak, Fatih Sultan Mehmed’in manevi dünyası ile ilgili kırılma noktalarına işaret etti:

 “Maneviyat meselelerinde bazen uzlet ve yalnızlık iyidir. Fatih’in çok kitap okuduğunu söylüyoruz. Etrafı çok kalabalık insanlar kitap okuyamaz. Çevresi kalabalık olup kalbinde yalnız olabilir ama bu da devlet adamları için pek mümkün değildir. Onun hayatında manevi olarak kırılma noktalarından biri bence ilk iktidarından el çektirilmesi. O dönemde küçük bir çocuk ama iyi eğitimli, şuurlu bir çocuk. Molla Gürani gibi sert, dirayetli bir hocası var. Ben birinci kırılmanın Fatih’i çok etkilediğini düşünüyorum. Bir kurumda müdürsünüz, müdür olduktan iki gün sonra önceki müdür geri geliyor. İnsan böyle bir durumda bile bir kırılma yaşar. Bu manevi kırılmanın Fatih’in gönül dünyasında bazı pencereler açtığını görüyoruz.”