Sedat Peker, “Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz." başlığıyla 9'uncu videosunu yayınladı
Sedat Peker, "Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz." başlığıyla yayımladığı 9'uncu videosunda şu iddiaları dile getirdi:
AKİT TV'DEN MURAT ALAN'A DAİR İDDİALAR
"Akit medya grubuyla beraber sofra kurduk, yemek yedik ama onkara söyleyeceklerim var. Akit TV’nin Yazı İşleri Müdürü Murat Alan. Kardeşim sen saldırıya uğradığında hastaneye ilk gelenlerden biri ben değil miydim? En sevdiğim silahımı sana verip 'Bir baba çocuğunun yanında dayak yememeli, bir daha gelirlerse hepsini vur, sana cezaevinde ben bakacağım' demedim mi? Bu olayı buraya ben mi getirdim? Göreceksiniz, sen hariç Murat ama sen 'Bu adam her şeyi yapardı, ajanlık ne' diyebilirdin. Bu haberi yapıyorsunuz, elinizde bir tane delil var mı benim ajanlık yaptığıma dair? Şevki hocam, çocukluğumdan beri senin kasetlerini dinliyorum. Çoluğumun çocuğumun parasını size yolladım, diyemedin mi 'Bu adam ajan değil' diye?"
"METİN KÜLÜNK'E 10 BİN DOLARDAN FAZLASINI VERDİM"
"Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var. Bir de bana 10 bin doları nasıl yakıştırdınız? Ben aç kalırım yine herkesten çok para veririm. 10 bin dolar da yalan, vallahi yalan. Ben kimseye böyle bir para yollamadım ama daha çok yolladım.
Ömer Külünk diye bir yakını var. 'Tefeciler benim yeğenimin yerini almış' dedi. O zamanın parası, bugünün 1,5 milyon lirası, 'Tefecilerle bir konuşsan şey yapsa' dedi. Ya ben ismimi unutturmaya çalışıyorum, tahsilat yapıyormuşum gibi olacak şimdi, kaç paraysa ben vereyim' dedim. O konuda ismi geçen bir iki iş adamı var, biz ödeyelim dedik. İş para ödemeye gelince tabii bir tek ben ödedim, tapuyu aldık verdik. Biz para verdik mi böyle veririz. Almanya'daki o dernekler var ya, onlara rica ederdi 'para yollar mısın' diye, el altından onlara para yollardım.
Ama öyle her ay giden 10 bin yok, seçim zamanı geldiğinde arabasına para bırakırdım. İstesem gömmek için evet verdim derdim ama 10 bin değil çok daha fazlasını verdim."
"SEÇİM ZAMANI AKP'NİN DAĞITTIĞI KAHVELER BENİMDİ"
"AK Parti'nin seçim zamanı dağıttığı kahveler var ya, Tarihi Beyoğlu Kurukahvecisi, benimdi o. Hani ben pislik mafyaydım? Onlarca milyon liralık kahveyi benden siz alıp dağıtmadınız mı her yerde? Lan bir lira mı verdiniz, verdiyseniz hani fatura?"
"GAZETEYİ BASTIK, AYDIN DOĞAN KORKTU YERLERİ VERDİ"
"Şimdi bizim bu Pambukören var ya, biz gazeteyi bastık, Aydın Doğan kargaşadan korktu, yerleri verdi 750 milyon dolara. Aslında bir tanesi o kadar ederdi ama hepsini o paraya aldı. Bu 750 milyon doları Ziraat Bankası verdi. Bu sahtekar 750 milyon doların hiçbirini ödemedi biliyor musunuz, faizlerini bile ödemedi. Bu televizyon onun değil, o emanetçi. Serhat ile Berat yönetiyor. Sabah grubu da öyle."
"SEZGİN BARAN KORKMAZ'I YURT DIŞINA SÜLEYMAN SOYLU GÖNDERDİ"
"Bodrum'daki Paramount Otel'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz. Bu arkadaş Türkiye'de de ABD'de de aranıyor.
5 Aralık'ta Organize Suçlardan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Resul Holoğlu telefon açıyor Korkmaz'a, İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor. Saat 10.30'da giriş, 12.30'da çıkış. Sezgin Baran Korkmaz'ın bir iiş adamından 45 milyon dolar alacağı var. Süleyman buna 'Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurt dışına çık. Yukarının haberi var, bu alacağın olan parayı da sil, sorun çıkacak' diyor. Yukarısı dediği de Tayyip abi. Sezgin Baran Korkmaz, 6 Aralık'ta yurtdışına gidiyor. İçişleri Bakanı, Organize Suçlar Daire Başkanı'nı telefonla arayıp hakkında 6 aydır dosya hazırlanan adamı İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor ve görüşüyor, yurt dışına çıkmasını söylüyor. 5 Aralık'ta Sezgin Baran Korkmaz İçişleri Bakanlığı'na geldi mi, kamera kayıtlarını çıkarın. 6 Aralık'ta yurt dışına çıkmış mı? Sezgin Baran Korkmaz bakıyor ki her şey elden gidecek, dönmüyor. 28 Aralık'ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık da 45 milyon doların ödenme günü, haciz olacak o gün. Karısını gözaltına alıyorlar."
Sedat Peker'in "Rüşvet, derneğe hayır adı altında alınıyor!" dediği belediyeler hangileri?
Sedat Peker, 9. videosunu Youtube üzerinden 'Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz' başlığıyla yayınladı. Peker'in açıklamaları şöyle:
"Sizinle bir sözlü bir akdimiz var, artık bun ete kemiğe büründürmenin vakti geldi. Bu işten büyük kârlı olan sizsiniz, ben küçük kârlı olanım. Benim kârım, kişisel gelişimde aslan avlamak diye bir şey vardır. Hayatında büyük başarı yakalandığında geçmişte yaptığın ufak tefek hatalar bir anda unutulur, gündem dışı olur.
Cezaevi falan komik şeyler, ben onlarla ilgilenmiyorum, insanların algısındakini söylüyorum.
Hak etmediğim şeyleri yüklediler bana. Bu hikâyeyi başarıyla neticelendirirsek, ben aslan avımı tamamlamış oluyorum, kişisel gelişim böyle tarif ediliyor. Bu işte benim kârım bu, e diyeceksiniz bizim kârımız ne? Anlatacağım, hepsini anlatacağım.
BÖYLE HIRSIZLIK MI OLUR DİYE KAFAYI YİYECEKSİNİZ
Ben size ülkede nasıl para çalınıyor, belediyelerdeki rüşvet sistemi, alt dernekler var anlatınca kafayı yiyeceksiniz böyle profesyonel hırsızlık mı olur diye...
Devlet ihalelerinde de taşeron sistemi.
Ben bu ve bunun gibi olayları anlatacağım, bir nesil sonra zaten iktidar size geçecek.
Bütün hırsızlıklarını yasal, gayrimeşru her şeyi anlatacağım.
Bu kadar adam neden engellemiyor diyeceksiniz, ya engellemek istemiyorlar ki kardeşim.
Belediyeler nasıl soyuluyor ben size anlatayım mı? Bak engellemesi de çok basit. Ama hepsini bugün anlatmayacağım. Bugün belediyeleri anlatacağım, taşeron hırsızlığını anlatacağım. Hepsini parça parça anlatacağım.
Bir belediye başkanına rüşvet vermeye gittiğinde adam huylanıyor, senden parayı almıyor.
Ya kelek yaparsa, ya kayıt yapıyorsa diye.
Diyor ki 'bizim bir derneğimiz var, alt kuruluş, oraya şu kadar yardım yap' diyorsun.
Sen gidiyorsun oraya parayı yatırıyorsun, işte hayır işi için bu diyor sana dernek. Hiç kusura bakmayın belediyeciler söz verdik doğru konuşacağız.
PARAYI YATIRINCA, BELEDİYE BAŞKANI 100 BİN LİRALIK İŞ İÇİN 1 MİLYON LİRA FATURA KESİYOR
Sen gidiyorsun paraya yatırıyorsun.
Hani Sülü’nün Ankara’da akrabası var ya, onun yaptığı işlerin bu belediye aksanı. O dev olmuş. Benim anlattığım belediyelerdeki sistem.
Şimdi sen oraya parayı yatırdın ya, belediye başkanına gitmedi diyeceksin para. O ne yapıyor?
100 bin liralık bir iş var, en güvendiği arkadaşına diyor ki 1 milyonluk fatura kes diyor.
İstediği insana verme gibi bir saçma bir şey var onu da siz kaldıracaksınız.
En iyi teklif verenin ihaleyi alması lazım.
Sonra o 1 milyon liralık işi alıyor ama 100 bin liraya yapıyor.
Ona 100 bin lirayı veriyor, 100 bin de vergi vs çıkarsa. 800 bin lirayı kılçıksız alıyor cebe indiriyor.