Seyfi Beyaz'ın savcılığa farklı tarihlerde verdiği dört ifadesi kamuoyuna yansıdı

Gündem 30.05.2025 - 15:18, Güncelleme: 30.05.2025 - 20:54
 

Seyfi Beyaz'ın savcılığa farklı tarihlerde verdiği dört ifadesi kamuoyuna yansıdı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturmasında tutuklanarak ‘etkin pişmanlık’ kapsamında ifade veren Beyaz İnşaat’ın sahibi Seyfi Beyaz’ın savcılığa verdiği dört ifadesi de kamuoyuna yansıdı. İşte o ifadeler…
9 NİSAN İFADESİ “Üzerime atılı suçlamaları anladım. Aile işimiz olan müteahhitlik mesleğiyle 1983 yılından beri uğraşmaktayım. Beyaz İnşaat isimli firmaya hissedarım. Yine Bakırköy’de bulunan Capacity isimli AVM’nin arsa sahibi olan Uzman A.Ş’nin hissedarıyım. Ekrem İmamoğlu’nu 2010 yılından itibaren tanıyorum. Beylikdüzü’nde bir arsa satılıyordu. Yüzde 15’i kendisine, yüzde 85’i de Kemal Ayvacı’ya aitti. Kemal Ayvacı’nın payını ben satın aldım. Bu arsa üzerinde Ekrem İmamoğlu ile birlikte inşaat yaptık. Ben kendi hisseme düşen bağımsız bölümleri sattım. Bunun dışında Beylikdüzü’nde 2010 yılında bir arsa satılıyordu. Bu arsayı da İmamoğlu İnşaat isimli firmayla ortak aldık. Arsanın yüzde 40’ı benim, yüzde 60’ı onlarındır. Bu arsaya herhangi bir inşaat yapmadık, halen arsa vasfındadır. 2004 yılında Beylikdüzü bölgesinde inşaat başladım. En son altı-yedi yıl önce Ferah isimli projeyi yaptım. Bunun dışında West Side, Beyaz City, White Corner, Beyaz Rezidans, Beyaz Vadi isimli projeleri yaptım. Bu projelerin hiçbirinde Ekrem İmamoğlu’yla ortaklık yapmadım. Vira isimli projenin arsası Beylikdüzü Belediyesine aitti. Gül İnşaat ihaleye girdi. Arsayı hasılat paylaşımı anlaşmasıyla aldı. Daha sonra ben Gül İnşaat’a ortak oldum. Gül İnşaat isimli firmanın sahipleri akrabamdır. Daha güçlü olabilmek için beni de dahil ettiler. Firmanın sahipleri Metin ve Ali Gül halamın çocukları olur. Yine Sönmez de akrabamdır. Bu projede yapılan bölümler gerçek satış fiyatıyla tapuda satışları yapılmıştır. İhaleyi yapan o dönem Zeki Çanakcı’dır. İfadesinde geçen hususlar da doğru değildir. Proje ruhsat eki ve projelerine uygun yapılmıştır. Projede dükkanlar bulunmaktadır. Bu dükkanlar halen satılmamıştır. Yine proje alanına sonradan başka arsaların dahil edildiği yahut terk edilmesi gereken yerlerin terki yapılmadığına ilişkin iddialar da doğru değildir. Keşif yapıldığı takdirde o dönemde hangi şartlarda belediyeyle anlaşılmışsa projenin uygun olduğu da görülecektir. İhalede hasılat paylaşımı yüzde 20 civarındaydı ancak Gül İnşaat ile firmam Beyaz İnşaat bunun yüzde 35’lere çıkmasını sağladı. Bu işi alırken hiçbir belediye görevlisinin bizden talebi olmadı. Ekrem İmamoğlu’na da kayıt dışı para vermedik. Resmi satış tutarları üzerinden belediyenin payına düşen miktarlar ödendi. Ekrem İmamoğlu ile ortak olan arsa üzerinde Park Teras isimli projeyi yaptık. Bu projenin imarı düşüktü. Arsanın Ekrem İmamoğlu döneminde imara açılıp açılmadığını hatırlamıyorum ancak arsanın imar oranının düşük olması dikkate alındığında buradan da anlaşılacağı üzere İmamoğlu’nun kendi lehine imarı artırtma imkanı varken arsanına düşük imarla inşaat yaptırdığı ve kendine bir rant sağlamadığı anlaşılacaktır. West Side isimli projeyi de Mutlu İnşaat, Mes, Uzman, Mes Turkuaz isimli firmalar ve hissedarı olduğum Beyaz İnşaat isimli firma yaptı. Adem Soytekin’in resmiyette hiçbir ortaklığı yoktu ancak Mutlu İnşaat’a gayri resmi taşeronluk yaptı. Benim firmamla ortaklığı olmadı. Kendisini 40 seneden bu yana tanırım. İmamoğlu İnşaat’ın işlerini yapardı. Resmi ortaklık yapmadım ancak 3 projemde kaba inşaatı kendisine yaptırdım. Yine Imamoğlu ile yaptığım Park Teras isimli inşaatın kabasını Adem’e yaptırdık. Burada İmamoğlu’nun bir yönlendirmesi olmadı. Diğer projelerimde de kendi isteğimle taşeronluğu verdim. Zeytinburnu’nda Ağaoğlu İnşaatın yarıda bıraktığı 46,5 isimli projenin arsa sahibi akrabam Orkun Beyaz’ın kayın pederi Nevzat Sabuncu’dur. Orkun, inşaat yarıda kalınca birlikte yapmayı teklif etti. Ben de teklifini kabul ettim ancak bu zamana kadar inşaata başlamadık. Gül ve Keleşler akrabalarım olur. Onlar da Beylikdüzü bölgesinde inşaat yapmışlardır. Yaptığımız inşaatlarda Beylikdüzü Belediyesinden kimsenin haksız bir talebi olmadı. Kimseye para vermedim. Uğur Güngür ile Zafer Gül Beylikdüzü’nde bir projeye ortak yaptılar. Bu projeden kaynaklı çeşitli sorunlar yaşadıklarını kısmen basından öğrendim. Öncesinde kendilerinden 13 daire istendiğini bilmiyordum. Fatih Keleş’i de tanımam. Kendisiyle diyaloğum yoktur. Büyükçekmece bölgesinde 1983 yılında bir proje yapmıştım. Bunun dışında bir proje yapmadım. Belediye Başkanı Hasan Akgün’ü tanırım. Hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değilim. Kardeşim Muzaffer Beyaz da şirkete ortaktır. 4-5 yıldır Ekrem Imamoğlu’yla diyaloğu yoktur. Başkanlığı kazandığı dönemde hayırlı olsun için aradığımızda numarasını değiştirdiğini, başka birinin kullandığını fark ettik. Benim Ekrem İmamoğlu’nun kasası olduğuma yönelik iddialar dedikodudan ibaret, temelsiz, uydurma şeylerdir. Belirttiğim gibi ben kendisiyle yıllarca görüşmemekteyim. Kaldı ki öyle bir durum söz konusu olsa gerek Beylikdüzü’nde, gerekse İstanbul’un çeşitli yerlerinde birçok inşaat yapardım. Aksine Bakırköy’de hissedarı olduğum Capacity isimli AVM’den Bakırköy Belediyesi görevlileri ve onların yönlendirdiği kişilerin para vermeye zorlaması nedeniyle yaklaşık beş ay önce CİMER’den Serkan Süsler adına ihbarda bulundum. Bu kişi benim firmamda çalışandır. Benim olayı kendisine anlatmam üzerine CİMER’den ihbarda bulunmuştur. AVM’nin otoparkının ruhsatlandırılması sürecinde Bakırköy Belediyesinde başkan yardımcısı olan kişiler ve büyükşehir belediyede görevli Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ertan Yıldız isimli kişilerin rol aldığı süreçte ben ve ortaklarımdan otoparka ruhsat verilmesi karşılığında para istendi. Bu süreçte başkan Ayşegül Ovalioğlu Bakırköy Belediye Başkanı seçildikten sonra, AVM yönetimi olarak hayırlı olsun ziyaretine gittik. O tarihte de kendilerine AVM otoparkıyla ilgili sorunlarımız olduğunu ilettik, bu konuyla ilgili ayrıca randevu istedik. Buna istinaden Bakırköy İmardan Sorumlu Başkan Vekili Ali Rıza Akyüz bizi belediye binasına davet etti. Bu davette Belediye Başkanı Ayşegül Hanım, Ali Rıza Akyüz, hukuktan sorumlu Uğur Dündar ve Cemalettin Özdemir Belediye adına, ben, Yönetim Kurulu Başkanımız Salahattin Özgül, İlker Keleş ve Alaattin Kameroğlu AVM yönetimi adına yer aldık. Bu toplantıda Belediye Başkanı Ayşegül Hanım söz alarak bizim konumuzla ilgili yetkilinin Ali Rıza Akyüz olduğunu söyledi. Ali Rıza Akyüz bize dönerek “Otoparkı beraber işletelim, 17 yıldır bu AVM parasını çıkarttı, belediyenin paraya ihtiyacı var bundan sonra belediyeyle ortak çalışın” dedi. Ayrıca söz alarak “Siz burada imar barışı sayesinde 25.000 m2 yer kazandınız, Bakırköy’e ne verdiniz ki?” diye sordu. Biz de bunun bu toplantıda tarafımızca karara bağlanamayacağını, diğer ortakların da olduğunu bütün ortakların katılımıyla böyle bir karar alınabileceğini söyleyerek toplantıyı bitirdik ve ayrıldık. Bu toplantıyı müteakip 10 gün sonra Alaattin Kameroğlu, ben ve İlker Keleş randevu alarak Ali Rıza Akyüz’le konuyu görüşmeye Ali Rıza Akyüz’ün Belediye Binasındaki makamına gittik. Bu görüşmede kendisinin bize yaptığı otoparkı belediyeyle işletme teklifinin kabul edilmediğini bildirdik. Ancak ayrıca kendisine Bakırköy’e hizmet eden bir AVM olarak belediyenin ihtiyaçlarına, hukuka uygun olarak bağış yapabileceğimizi, sosyal sorumluluk projelerinde destek olabileceğimizi, Bakırköy halkının yanında olduğumuzu bildirdik. Buna karşılık bunun asla kabul olmayacağını, bizim AVM’yi açarak bütün esnafı batırdığımızı söyleyip kalkabileceğimizi söyledi. Bu toplantıdan 10-15 gün sonra ise yine Bakırköy’de yer alan Beyaz İnşaat’ın başka bir mülkünün ecri misil konusuyla ilgili benim Ali Rıza Akyüz’le bir görüşmem daha oldu. Bu toplantıda da Ali Rıza Akyüz söz konusu mülkün ecri misilini uzatmayacağını, burayı boşaltmamı söyledi. Bize üç ay zaman verdiğini, üç ay sonra burayı boş istediğini söyledi. Bu toplantı bittikten sonra da sebebini anlayamadığımız ve sonrasında idari yargılamaya konu olan 1.950.000 TL değerinde bir idari para cezası tarafımıza tebliğ oldu. Bu ceza tebliğ olduktan sonra kendisinden konuyla ilgili görüşme talebim oldu ve görüşme hemen gerçekleşti. Bu görüşmede idari para cezasını ödememiz gerektiğini, belediyenin ihtiyaçları olduğunu söyleyip konuyu yine Capacity AVM’ye getirdi. Ben de direk konu hakkında yetkim olmaması sebebiyle konuyu kapattım ve çıktım. O günden sonra da kendisiyle bir daha bir yüz yüze görüşmem olmadı. Capacity AVM adına belediyeyle olan görüşmeler Yönetim Kurulu Başkanımız Salahattin Özgül’le beraber aldığımız karar doğrultusunda hukuk büromuz tarafından yapıldı. Bu sırada ismini ilk defa duyduğum Süleyman Atik isimli şahıs ortaklardan Mustafa Keleş’i arayarak avukatların kendisiyle görüşmediğini, muhatap kabul etmediğini, kendisinin konuyla ilgili yetkilendirildiğini söylemiş. Bu konuşmaya istinaden biz de hukukçularımıza Süleyman Atik’in telefonlarına yanıt vererek görüşme yapılmasını söyledik. Bu süreçte hukuk büromuza tam yetki vererek sürekli iletişim halinde olarak görüşmeleri takip ettik. Avukatımız Mehmet Asım İplikçioğlu, imar konusunda destek aldığımız mimar Sefer Kocabaş ile Süleyman Atik’le görüşmelere başladı. Süleyman Atik 5 milyon Amerikan Doları talep edildiğini ve bu paranın da nakit olarak elden ödenmesini istediğini avukatlara bildirdi, avukatımız da kendisine verdiğimiz yetki doğrultusunda hukuka aykırı bu talebi kesin bir dille reddetti ve yine AVM’nin sadece hukuka uygun bir şekilde belediyeye yardım edebileceğini, sosyal sorumluluk projesi veya belediyeye hizmet aracı tahsisi konusunda destek verilebileceğini söyledi. İlk görüşmeden sonra avukatlar bir daha çağrıldı, bu defa sosyal sorumluluk veya araç tahsisi teklifinin kesinlikle kabul görmediğini ancak elden yapılan ödemenin taksitle yapılması konusunda Süleyman Atik’in bir karşı teklif getirdiğini öğrendik. Bu hukuka aykırı teklif de avukatlar tarafından reddedildi ve sosyal sorumluluk projesi ve hizmet aracı tahsisi yardımımızın baki olduğu kendisine bildirildi. Süleyman Atik de buna karşılık olarak “Binaya çürük raporu alınacağını, deprem riski sebebiyle AVM’nin kapatılacağını ve AVM’ye para cezası yazılacağını” avukatlarımıza söylemiş, avukatlarımız da bunu bize iletti. Bundan 10-15 gün sonra yine Süleyman Atik avukatlarımızın bürosuna giderek, “Bu sizin son şansınız, bunu değerlendirin yoksa yıkım kararı alınacak, çarşı kapanacak” şeklinde uyarıda bulunmuş, avukatımız yine hukuka aykırı bir işin asla yapılmayacağını, durumumuzda bir değişiklik olmadığını bildirmiş. Süleyman Atik avukatlarımızla görüşmeleri sonlandırdığını, bir daha avukatlarla görüşmeyeceğini, yeterince ciddiye alınmadıklarını ve oyalandıklarını düşündüklerini ortaklarımızdan Mustafa Keleş’i arayarak söylemiş ve kendisiyle bundan sonra iletişimde olacağını belirtmiştir. Mustafa Bey ile de görüşmelerde biz AVM olarak ilk günden itibaren hukukçularımızın tavsiyesi ile hareket edeceğimizi bildirerek hukuka aykırı hiçbir ödeme yapmayacağımızı yineledik. Biz de bütün bu olaylar sırasında kendi önlemlerimizi almak ve kendi bina güvenliğimizi belgelemek adına İstanbul Teknik Üniversitesi Înşaat Fakültesi’ne baş vurumuzu yaptık. Heyet 160 farklı noktadan karot alarak son derece detaylı bir rapor ile AVM binasının en son çıkan deprem yönetmeliklerine uygun olduğunu, güvenlik riski taşımadığını performans analizi raporu düzenleyerek tespit etti. Ve bu rapor belediyeye resmi evrak olarak alındısı yapılarak sunulmuştur. Buna rağmen, bu rapor hiç yokmuş kendilerinin karot bile aldırmadan aldığı gerçek dışı bir rapora dayanarak encümen kararıyla para cezası düzenlenmiş ve yıkım kararı alınmıştır. Ayrıca Bakırköy Belediyesi tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına da yine bu dayanaksız rapora istinaden bütün ortaklar hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Ali Rıza Akyüz, Süleyman Atik ve Cemalettin Özdemir başta olmak üzere, AVM ile ilgili yapılan bütün hukuka aykırı işlerden sorumlu kişilerden şikayetçiyim, ayrıca Ekrem İmamoğlu’yla irtibatlı olduğum, onun kasası olduğuma ve belediye başkanlığı döneminde kendisiyle ortaklık yaptığıma ilişkin iddiaları kabul etmiyorum. Hakkımda takipsizlik kararı verilmesini ve serbest bırakılmayı talep ederim.” 25 NİSAN İFADESİ “Ben kardeşim Muzaffer Beyaz ile 1983 yılından beri aile şirketimiz olan BEYAZ İnşaatta çalışıyoruz. Biz yüzlerce konut, alışveriş merkezi, otel inşaatı yaptık. Şirketimizin yürüttüğü bazı projelerden bahsetmek istiyorum. Beylikdüzü’nde Beycity projesinde Ekrem İmamoğlu ile tanıştık, söz konusu inşaatın yüzde 15 arsa sahibi Ekrem İmamoğlu’dur. Biz bu sözleşmeyi 2012 yılında yapacakken Ekrem İmamoğlu söz konusu hisselerini Süleyman Aslan isimli şahsa devretti. Biz bu kat karşılığı inşaat sözleşmesini de Ekrem İmamoğlu yerine Süleyman Aslan ile imzalamış bulunduk. Biz müteahhit olarak bu arsanın bize teklif edilmesini beklerken bize de böyle bir teklif gelmedi. Teraspark AVM’de yaptığımız inşaatın arsasının arsa üzerinde satılık tabelasını görmemiz üzerine aradığımız numaradan Kemal AyvacıI isimli şahısla görüştük. Buranın yüzde 85’inin kendisinin olduğunu, yüzde 15’ininde Ekrem İmamoğlu’nun adına olduğunu söyledi. Sadece kendi hissesini satmak istediğini söyledi. Biz kendisine diğer yüzde 15’inide almak istediğimizi söylememiz üzerine Kemal Ayvacı Ekrem İmamoğlu’nun bizimle bu inşaatın içerisinde olacağını iletti. Ekrem İmamoğlu’nun bizimle beraber bu işi yapabileceğini söyledi. Bunun üzerine Ekrem İmamoğlu ile görüştük, bu inşaatı beraber yapabileceğimizi anlayınca Kemal Ayvacı’nın yüzde 85 hissesini satın aldık. Hisseleri satın aldıktan sonra inşaata devam ettik ve tamamladık, sonrasında burası 1,5 yıl kirada kaldı. Söz konusu kiracılar farklı kişilerdir, toplanan kira gelirinin yüzde 85’i bize yüzde 15’i Ekrem İmamoğlu’na aktarılmaktaydı. Sonrasında bizim ihtiyacımız olduğu için mecburen hissemizi satmak istedik. Yabancı bir müşteri burayı toptan satın almak istediğini söyledi ama İmamoğlu burayı satmak istemedi. Bizde kendi payımızı satıp kalanı Ekrem İmamoğlu’na bırakmak istediğimizi söyledik. O da bunu kabul etti. Ekrem İmamoğlu burada yüzde 15’e değil yüzde 20’ye tekabül eden sayıda 6 veya 7 dükkan aldı. Aradaki yüzde beş hisseyi resmi bir şekilde devrettik ancak karşılığında herhangi bir ödeme almadık. AVM’nin yanında bir köprü yapılacaktı, biz bu köprüyü belediyenin yapması gerektiğini söyledik ama belediye yapamayacağını belirterek bize Adem Soytekin’i gösterip bu köprüyü onun yapacağını söyledi ve Adem Soytekin bizden bu köprüyü yapmak karşılığında 750 bin TL istedi. Kardeşim Adem’e elden bu parayı verdi. Daha sonra söz konusu köprünün belediye tarafından yapıldığını öğrendik. Vira projesini Gül İnşaat belediyeden ihale ile aldı, bu ihaleye biz de girmiştik. Bu ihaleyi biz daha fazla vermemize rağmen Gül Proje bu ihaleyi kazandı. Oran olarak biz daha fazla vermiştik ancak hasılat paylaşımında Gül Proje bizden daha fazlasını teklif ettiği için ihale onlara verildi. Gül Proje o dönemde çok fazla yer aldığı için bize burayı beraber yapmayı teklif ettiler. Bizde yasal olarak ortaklık yapabilirsek bu işe gireceğimizi yoksa girmeyeceğimizi söyledik. Bunun üzerine projenin yüzde 25’ine ortak olduk. Yapılan daire satışlarından elde edilen gelir önce belediyeye gitmekteydi daha sonra bize ödenecekti ancak herhangi bir ödeme yapılmadı. Bir müddet sonra belediyenin SGK borçlarından dolayı daire satışı yapamaz hale geldik. Belediyeden bize projenin tamamını alın dediler ve Gül Proje ile birlikte oransal olarak (yüzde 25’i bize yüzde 75’i Gül Projeye ait olacak şekilde) projeyi aldık. Belediyeden projenin tarafımızdan alınmasının kimin söylediğini ben değil Gül Proje sahibi Metin Gül bilir, çünkü belediye ile bu hususta o görüşmekteydi. Biz projeyi aldıktan sonra önceki satışlardan belediye kasasında olan 4,5 milyon TL tarafımıza iade edilmedi ve halen belediyede durmaktadır. Bununla ilgili olarak herhangi bir dava süreci yürütülmemiştir. Ayrıca 1,8 Milyon TL para harç adı altında belediyeye yatırılmıştır. Ruhsatı vermedikleri için bu parayı yatırmak zorunda kaldık, normalde söz konusu arazi belediyeye ait kamu arazisi olduğu için söz konusu harçtan muaftır ancak ruhsat alabilmek için ödedik. Bu husustaki ayrıntıyı da yine Metin Gül bilir. Sonrasında 2022 yılında Kartaltepe’de Bakırköy Belediyesine ait 7 dönümlük bir arsayı kat karşılığı arsa sahibiyle anlaşarak inşaat yapmak üzere anlaştık. 18’inci madde kapsamında plan çalışması yaptık. Daha sonra kadastroya gönderip imar alacağımız sırada Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza AKYÜZ söz konusu evrakı kadastroya göndertmedi. Bunun üzerine Ali Rıza AKYÜZ ile randevu ayarlayarak görüşmeye gittik. Kendisi bize burasının 2 dönümünün terk olması gerektiği yoksa projenin yapılamayacağı veya 3 milyon doların verilmesi gerektiğini söyledi. Biz de kat karşılığı inşaat yaptığımız için bu parayı veremeyeceğimizi söyledik, Ali Rıza Akyüz’de o zaman bu projeyi size yaptırmayız dedi. Daha sonra bizi Ertan Yıldız’a yönlendirdiler. Kardeşim Muzaffer Beyaz Ertan Yıldız ile görüştü. Ertan Yıldız tekrardan 3 milyon dolar isteyince kardeşim kendisine daha inşaata başlamadan böyle bir para istiyorsunuz aşamalarda isteyecekleriniz de olur, bu iş bu şekilde olmaz deyince Ertan ile kardeşim tartışmış. Daha sonra Ertan kardeşime sana birini gönderecem sen onunla görüş bir daha benimle görüşmeyeceksin. Sonrasında Süleyman ATİK isimli bir şahıs arayarak beni Ertan Yıldız yönlendirdi bu projeyi yapmak isterseniz 3 milyon dolar vermeniz gerekiyor dedi. Süleyman bizden 3 milyon dolar isteyip biz ödemeyi kabul etmeyince söz konusu arazinin 3’te 1’i yeşil alan ilan edildi. Bize bu parayı öderseniz yeşil alan statüsünü kaldırırız dediler. Biz böyle bir parayı ödeme gücümüz olmadığını ısrarla söyleyip inşaattan vazgeçeceğimiz esnada bu sefer bize belediyenin yanında bulunan ve halen tamamlanmamış haldeki binanın inşaatını tamamlamamızı istediler. Biz bu hususu mecbur kabul ettik ancak söz konusu işi fatura karşılığı yapabileceğimizi söyledik. Onlarda bu hususu kabul etti ancak resmi/yazılı herhangi bir sözleşme veya evrak hazırlanmadı. Bizde söz konusu inşaata zaten başlamamıştık. Söz konusu arazinin yeşil alan statüsü halen devam etmektedir. Beylikdüzü’nde boş olan dükkanlarımızın bulunduğu WhiteCorner isimli projedeki dükkanları Murat ÇALIK belediyeye kiraladı. Ancak söz konusu dükkanların kirasını bize ödemediler hatta aidatları dahi ödenmedi. Kiralanan dükkanlarda belediyeye ait sosyal kurumlar vardır. Burada bu şekilde kaç dükkan olduğunu şu an hatırlayamıyorum. Beylikdüzü’nde 30 dairelik Nihat Çiğdem ve hissedarlarının bulunduğu apartman inşaatımızla ilgili olarak iskan almak istediğimizde Trabzonspor’dan iki adet loca almamızı istediler. Biz de akrabamız Bülent Yazgan adına Trabzonspor klubünden iki loca aldık. Söz konusu locaların alınmasını Ekrem İmamoğlu bizzat kardeşim Muzaffer’den istemiştir. Söz konusu locaları kullanmak istediğimizde herhangi bir şekilde kullanamadık. Bu olayın bütün ayrıntılarına kardeşim Muzaffer sahiptir. Ayrıca Beylikdüzü’nde yapmış olduğumuz WestSide isimli proje ile alakalı iskan aşamasında Hasan İmamoğlu bizden üç tane daire almıştır. Bu dairelere ilişkin yapılan ödeme dairenin normal satış fiyatıdır, daha sonra Hasan İMAMOĞLU ofise gelerek söz konusu bedelleri elden geri almıştır. Ayrıca söz konusu sitede şu an ismini hatırlayamadığım ancak belediyede memur olan ve intihar eden bir personelin eşi ve çocukları için bizden bir daire istendi. Yaklaşık beş-altı yıldır bu aile söz konusu dairede oturmaktadır. Adem Soytekin bize söz konusu daireyi belediyeye devretmemizi istedi. Biz de encümen kararı olduğunu en azından dairenin maliyetini ödemelerini istedik. Ancak herhangi bir ödeme yapılmadı ve halen aile burada oturmaya devam etmektedir. Bu site ile ilgili olarak iskan almak istediğimizde süreç çok uzadı. Beni Oktay Hamzaoğlu aradı “Abi Adem Soytekin ile bir görüş, onun belediyede eli kolu uzun, bu işi halleder” dedi. Ben Adem Soytekin ile görüştüm o da beni ertesi gün WestSide sitesi içerisindeki Mado’ya çağırdı. Buranın sahibi Adem Soytekin’dir. Ben ertesi gün saat 10.00 gibi bu Mado’ya gittim. Adem ile görüşürken belediye başkan yardımcısı Veysel Erçevik geldi, kendisi 100.000 TL verirseniz bir günde hallederiz dedi. Ben bu projeyle ilgili bu kaçıncı, diğer ortaklarla halledebiliyorsanız halledin ben karışmıyorum dedim. Öğrendiğim kadarıyla bu 100.000 TL Adem Soytekin’e ödenmiş. Yine bu proje yapım aşamasında Saliha Güler’e ait olduğunu bildiğim Rumi Yapı Denetim, Lempo World Wide Yapı Denetim ve Ray Yapı Denetim firmaları ile Cavit AKIN’a ait Gümüştaş Yapı Denetim, CMH Yapı Denetim ile Mevlüt İmamoğlu’nun yönlendirdiği soy isimini bilmediğim Mustafa isimli şahsa ait Beyazıt Yapı Denetim ve Avanos Yapı Denetim firmaları, Murat Çalık ve Mevlüt İmamoğlu’nun yönlendirmeleri ile projeyi denetime geldiler. Sürekli farklı firmaların denetime gelmesini bize önceki firmaların iflas ettiğini bu nedenle bunların geldiğini söylediler. Söz konusu firmalara her seferinde yapacakları denetimle ilgili olarak para ödedik. Bahsetmiş olduğum paralar 600 bin ve 800 bin gibi rakamlardır. Ben Saliha Güler’e bu parayı bizzat ödedim. Murat Çalık ve Mevlüt İmamoğlu şirket genel müdürümüz Engin Dülger ya da kardeşim Muzaffer’i arayarak söz konusu yapı denetim firmalarla çalışmamız gerektiğini söylediler. Bu firmalar ile çalışmadığımızda iskan almakta çok zorlanıyorduk. Cevaben: Tanık Arzu Uçar’ın ifadesinde geçen Şahinler Holding arsa sahibidir, tapuya ilişkin değişiklik bununla alakalıdır. Capacity AVM ile alaklı olan problemimizle ilgili olarak Bakırköy Belediye Başkanı Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu’na seçildikten sonra ben, Selahattin ÖZGÜL, İlker KELEŞ ve Alaattin Kameroğlu gittik. O sırada odada Ali Rıza AKYÜZ, Cemalettin ÖZDEMİR isimli şahıslar ve birde kim olduğunu hatırlayamadığım belediye avukatı vardı. Biz hayırlı olsun faslını geçtikten sonra Ayşegül hanıma AVM otoparkı ile ilgili problemimiz olduğunu söyledik o da bu hususla Ali Rıza Akyüz’ün ilgilendiğini söyledi. Biz müsaade istedik ve yaklaşık 10 gün sonra Ali Rıza AKYÜZ’ün (Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı) yanına gittik. Durumu kendisine ilettiğimizde kendisi bize söz konusu yerin 19 yıldır siz işletiyorsunuz biraz da halk faydalansın burayı bize devredin dedi. Biz bu hususu kabul etmedik ayrıca ortakların tamamı olmadığı için böyle bir şeye tek başımıza karar veremeyeceğimizi söyledik. Bu sefer kendisi “O zaman 5 milyon dolar verin ve vatandaşa bir faydanız dokunsun” dedi. Böyle bir paranın çok yüksek olduğunu söyledik. Bu sefer kendisi eğer otopark belediyeye devredilmez ya da bu para ödenmez ise yapılan imar affının iptal edileceğini söyledi. Biz böyle bir şeyin nasıl olabileceğini söylediğimizde belediye olarak bu yetkilerinin olduğunu ve Marmara Forum’da da benzer bir durum olduğunu, orada İBB’nin hisseleri aldığını hatta söylediklerini kabul etmezsek binaya ilişkin 1 milyon TL verip çürük raporu aldırdıklarını söyledi. Biz bu söylenenler karşısında durumu kabullenmeyip oradan ayrıldık. Ancak bize herhangi bir rapor göstermedi. Biz binanın sağlamlığına ilişkin İTÜ’den binadan 160 karot aldırarak sağlamlık raporu aldık. Kısa bir süre sonra Ertan Yıldız bizimle irtibata geçti ve tekrardan 5 milyon dolar bizden istendi. Biz böyle bir parayı ödeme imkanımızın olmadığını Ertan’a söyleyerek Ertan’ı reddettik. Ertan’dan kısa bir süre sonra Süleyman ATİK bizimle irtibata geçerek aynı şekilde 5 milyon dolar istedi ve verilmez ise ceza yazılacağını söyledi. Biz ortaklarla kendi aramızda toplandığımızda artık işin cebren rüşvet almaya dayandığını ve suç duyurusunda bulunmamız gerektiğini konuştuk. Ancak ortaklar arasında karar birliği sağlanamadı. Ben bu durumla ilgili dayanamayarak 01/10/2024 tarihinde çalışanımız Serkan Süsler’in E-Devleti üzerinden CİMER’e şikayette bulundum. Biz istenen 5 milyon doları ödemeyince belediye tarafından 197 Milyon TL’lik bir ceza kesildi. Bu cezaya ilişkin olarak İdare Mahkemesine dava açtık ve yürütmeyi durdurma kararı aldık. Ali Rıza Akyüz bizden para isterken bize “Kardeşim geleceğin cumhurbaşkanına yardım etmekten niye geri duruyorsunuz” gibi cümleleri çok sık kurmaktaydı. 2019 yılında yapılan belediye seçimlerinden önce Seyrantepe’de bulunan Ekrem İmamoğlu’nun seçim koordinasyon merkezinin kirası ile ilgili olarak Tuncay Yılmaz bize gelerek 300.000 TL kira bedeli istedi. Biz başta itiraz etsek de daha sonra kabul ettik ve kardeşim Muzaffer Tuncay’a elden bu parayı verdi. Daha sonra seçimler iptal olunca Tuncay Yılmaz tekrardan gelerek bizden para istedi. Ben de sürekli böyle para mı vereceğiz diyerek bunu reddettim. O tarihten sonra Ekrem İmamoğlu benimle doğrudan görüşmeyi kesti. Bakırköy İlçesi Şenlik Mah. 295 ada 34 parsel üzerinde bulunan adresi Şenlikköy Mah. Ekşinar Sk. Muratkölük İlk Öğretim Okulunun yanında bulunan kreşin yapımı ile alakalı belediyeden bizimle irtibata geçtiler. Bu kreşi Kartaltepe’de bulunan kat karşılığı yapmış olduğumuz projeye ilişkin işlemlerimizin yürümesi için yapmamızı İBB’den Gürkan Akgün söyledi. (Diken’in notu: İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün 19 Mart’ta İBB odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında gözaltına alınmış, 23 Mart’ta tutuklanmıştı.) Söz konusu inşaatın yapımına biz başladık ancak Bakırköy belediyesindeki diğer problemler nedeniyle inşaatı biz devam ettirmedik. Bu hususa ilişkin ayrıntılara kardeşim Muzaffer sahiptir. Bakırköy City 1 ve City 2 projelerinde bulunan bir araziyi Bakırköy Belediyesine yeşil alan olarak terk etmiştik. Ancak inşaat projemiz devam ettiğinden satış ofisi kurmak için burayı aylık 6.000 TL bedel ile kiraladık. Söz konusu ofis binasını daha sonra belediyeye hizmet binası olarak ta terk edecektik. 2024’te belediye seçimleri olduktan sonra Ali Rıza Akyüz ile yapmış olduğum bir görüşmede buranın kira sözleşmesini yenilemek istediğimi belirttim, o da 6’ncı aya kadar kullan sonrasında orası bize lazım dedi. Ben ofiste bulunduğum bir gün (Ali Rıza Akyüz ile görüşmemizden yaklaşık 15 gün sonra) söz konusu yerin tahliyesine ve geçmişe dönük 1.9 Milyon TL ecrimisil farkı içeren bir tebligat aldım. Bu hususu görüşmek için Ali Rıza Akyüz’ün yanına gittiğimde belediyenin çok paraya ihtiyacı olduğunu ve söz konusu yeri kullanacaklarını belirterek binayı boşaltmamı söyledi. Ben söz konusu ceza ile alakalı İdare Mahkemesine dava açtım. Vira projesinde Murat Çalık bizden projenin önünden geçen yolu da yapmamızı istedi ancak biz bu hususu kabul etmeyince yolu daha uzaktan geçirerek proje kapsamında alacağımız dükkanların değerinin azalmasına sebep olmuştur. Bakırköy yeraltı çarşısında dükkan sahiplerinden kira dönemleri sonunda 300.000 dolar paranın elden alındığını biliyorum. Ancak bu hususta ayrıntılı bir bilgiye sahip değilim. Dükkan sahiplerine sorulabilir. Önceki ifademde Fatih Keleş ismi sorulduğunda tanımadığımı beyan etmiştim. Şahıs WestSide isimli projede mermer işlerini alan kişiymiş. Bu hususu cezaevinde öğrendim. Şahsın ismini daha önceden duymuştum ancak şahsı görüp tanımışlığım yoktur. Başımdan geçen olayları anlattım. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum. Suçlamayı bu haliyle kabul ediyorum. Ayrıca benden cebren alınan paralar dolayısıyla ilgili kamu görevlilerinden ve diğer kişilerden şikayetçiyim.” 14 MAYIS İFADESİ “Ben daha önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iki defa ifade vermiştim. Cezaevinde bulunduğum dönemde yaşadığım olayların bir kısmını tekrar hatırladım ve bugün başsavcılığınıza müracaat ederek tekrardan ifade vermek istiyorum. Uğur Güngör ve Zafer Gül’ün birlikte yapmış oldukları 11’inci Mahalle isimli projeden 13 dairenin Adem Soytekin üzerinden Mehmet Murat Çalık’a verildiğini Zafer Gül bana söylemişti. Zafer Gül ile bizim oturduğumuz evler yan yanadır. Hatta bu süreçte 11’inci Mahalle isimli projeden Zafer Gül ve Ali Gül’ün projeden çıkması için Uğur Güngör’ün adamları geldiklerinde Zafer Gül’ün babası ile yaşanan tartışma sırasında Zafer’in babası bıçaklanmıştır. Bildiğim kadarıyla bu hususla ilgili soruşturma yürütülmüştü. WestSide isimli projede Fatih Keleş, Ekrem İmamoğlu’nun yönlendirmesi ve Adem Soytekin’in aracılığıyla bu projenin mermer işlerini bedelinden yüksek fiyatla almıştır. Biz Adem Soytekin’in Mutlu İnşaat’ın dışarıdan ortağı olması ve belediyeyle olan ilişkilerimizi halletmesi nedeniyle bu durumu kabul ettik. Söz konusu yerin mermer işlerinin Fatih’e verilmesinde Adem Soytekin çok ısrar etti. Beylikdüzü’nde bulunan White Corner, Beyaz City ve Mega Kent isimli AVM’lerimizde bulunan yedi dükkan Fatih Keleş’in söylemesiyle Beylikdüzü Belediyesi’ne kiralanmıştır. Buralar seçim döneminde ofis olarak kullanılmıştır. Buralara ilişkin kira sözleşmesi yapılsa da tarafımıza herhangi bir ödeme şu ana kadar yapılmamıştır. Kira sözleşmeleri AVM yönetimlerinde bulunabilir. Buralara ilişkin ticari hayatımız etkilenmesin diye herhangi bir dava bu zamana kadar açmadık. Teras Park AVM’yi inşaatı sonrasında Ekrem İmamoğlu’nun şahsından o günün parasıyla 1.750.000,00 TL alacağımız kalmıştır. Bu alacağımızı Ekrem İmamoğlu o tarihten itibaren ödememiştir. Kendisi AVM inşaatı bittikten sonra belediye başkanı olduğu için bu alacağımızı kendisinden tahsil edemiyoruz. Bu hususu Tuncay Yılmaz’a birkaç defa söyledik. O bu durumu Ekrem İmamoğlu’na ileteceğini söyledi ancak tarafıma herhangi bir dönüş yapmadı. Capacity AVM ile ilgili bu zamana kadar vermiş olduğum ifadelere ek olarak ben Ali Rıza Akyüz ile iki defa görüştükten sonra yol alamayacağımızı gördükten sonra o dönem ortaklarımızdan İlker Keleş, Ali Rıza Akyüz ile irtibat kurdu. İlker Keleş, Ali Rıza ile üç-dört defa görüşme yaptıktan sonra bize gelerek 5.000.000 doların üzerine 1.000.000 dolar daha istediğini ve bu parayı elden istediğini söyledi. Hatta Ali Rıza, İlker’e 500.000 Dolar’ı nakit verirsiniz, 500.000 doları ile de otobüs alırsınız demiş. İlker ile Ertan Yıldız aynı binada altlı üstlü oturmaktadır. Bu hususu birkaç defa asansörde karşılaşınca görüşmüşler. Ertan Yıldız, İlker Keleş’e “Bu parayı verin, kurtulun. Yoksa Capacity AVM’yi kapatacağız” demiş. Ben bu zamana kadar bu hususu İlker’in anlattığını düşünerek söylememiştim ancak bu husus İlker’den de teyit edilebilir. Hatta Süleyman Atik, Ali Rıza Akyüz’ün 5.000.000 Dolar + AVM’nin otopark işletmesini istediğini bize söyleyince ben yanımda bulunan Selahattin Özgül’e bu işin artık böyle olmayacağını, savcılığa şikayetçi olmamız gerektiğini söyledim. Selahattin bey o gün savcılığa giderek suç duyurusunda bulunmuştu. Ben de zaten daha önce CIMER’e Serkan Süsler adıyla bu hususları belirtip bir şikayet dilekçesi göndermiştim. Ben Ekrem İmamoğlu ile iki sefer telefonda görüştüm. Kendisi çıkmadı. Yanında bulunan görevliler müsait olmadığını söyledi. Ben de kendisini bir daha aramadım. Ayrıca üç sefer düğün organizasyonlarında karşılaştık ve herhangi bir sohbetimiz olmadı. Bir kere Teras Park AVM’nin açılışında, bir kere de Ahmet Beyaz Imam Hatip Orta Okulu açılışında karşılaştık. Bu okulu önceki başkan döneminde yapmaya başlamıştık ancak Ekrem İmamoğlu döneminde bitirdik. Buralarda kendisiyle çok uzun bir görüşmemiz olmadı. Ertan Yıldız ve Fatih Keleş ileyse hayatım boyunca hiç görüşmedim. Adem Soytekin’leyse yapmış olduğumuz projeler dolayısıyla ve belediyeyle olan problemlerimizi halletmesi dolayısıyla tanırım ancak kendisini de üç-dört yıldır görmemekteyim. Ben Beylikdüzü’nde toplamda 15 proje yaptım. Bunların sadece üç Ekrem İmamoğlu dönemindedir. Ekrem İmamoğlu belediye başkanı olduktan sonra sürekli para istenmesi dolayısıyla ben o bölgede iş yapmak istemediğim için kardeşime daha önceden anlaşmış olduğumuz Yakuplu Meydanı civarında bulunan projeyi yapmak istemediğimi kardeşim Muzaffer’e söyledim ve biz bu işi Adem Soytekin’e devrettik. Buradan iki daire alacaktık ancak bunları da alamadık. Ben Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü ve ardından İBB başkanı olduktan sonra yapmış olduğumuz inşaat işlerinden dolayı sürekli bir şeyler istenmesi dolayısıyla çok rahatsız oldum. Ayrıca İBB’den de herhangi bir iş almadım ve ben bu noktada içinde bulunduğum bu duruma çok üzülüyorum. Hakkımda takipsizlik kararı verilmesini ve tahliye edilmeyi talep ediyorum.” 24 MAYIS İFADESİ Ben daha önce üç defa ifade verdim. Bildiklerimi anlattım. Ancak bazı olayların üzerinden zaman geçtiği için hepsini o an hatırlamam mümkün değildi. Aklıma gelen diğer olayları da paylaşmak istedim ve bu kapsamda ek ifade talebinde bulundum. İlk olarak anlatmak istediğim olay West Side projesinde iskan almak için Adem Soytekin’e verilen 3.000.000 TL’den bahsetmek istiyorum. Biz iskanı alamadığımız için yaklaşık 200 daire sahibi bize dava açtı. 580 daire de Kemal Şahin’in arsa sahibi olarak binada hakkı bulunuyordu. O da bizden talepte bulunacaktı. Bu yüzden iskanı bir an önce almak zorundaydık. Binayı ruhsat eki ve projesine uygun olarak yapmamıza rağmen iskanımızı alamıyorduk. Bu konuda Adem Soytekin’inle görüştük. İskan alamadığımızı kendisine söyledik. O da “3.000.000 verirseniz iskanınızı alırım” dedi. Daha önce kendisine bu konudan dolayı daire vermek zorunda kalmıştık. Ancak buna rağmen iskanımız verilmedi. Mağdur edildik. Arsa sahibi ve daire sahiplerinin baskısına maruz kaldık. Elektrik, su gibi abonelikler yapılmadı. Trafoda yangın çıktı. Su olmadığı için can ve mal güvenliği tehlikeye düşmüştü. Adem bu parayı vermememiz halinde iskan alamayacağımızı belirtti. Adem’le bu süreçte görüşen kişi Oktay Hamzaoğlu’dur. Bunun üzerine ortaklarla görüşme yaptık. Talebi kabul ettik ve 3.000.000 lirayı KDV’siyle birlikte Adem’e ödedik. Ortaklardan İsa Unal parayı resmi olarak çıkarabileceğimiz, bunun için de Adem’in fatura kesmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine 3.540.000 liralık faturayı kesti. Bunları dosyaya ibraz edeceğim. Bu ödemenin üzerinden üç-dört ay geçtikten sonra Oktay Hamzaoğlu beni aradı. Adem’le görüştüm iskanı vermiyorlar. Bir de sen görüş dedi ve Adem’in beni Mado’da görüşmek için beklediğini söyledi. Bunun üzerine Mado’ya gittim. Adem’le otururken Veysel Erçevik’i çağırdı. Hatırladığım kadarıyla Veysel Erçevik o dönem belediye başkan yardımcısıydı. Kendisiyle de bu zamana kadar bir defa görüştüm. Bu görüşmede Veysel 100.000 lira talep etti. Parayı vermemiz halinde iskanı vereceğini söyledi. Teklifini kabul ettim. bir-iki gün içerisinde bu para Oktay Hamzaoğlu’nun muhasebecisi aracılığıyla Adem Soytekin’e teslim edildi. Parayı teslim ettikten iki gün sonra da iskanımızı aldık. İskan tarihimizden paranın verilme tarihi tespit edilebilir ve sinyal bilgilerinden de bir araya geldiğimiz teyit edilebilir. İskana ilişkin evrakları dosyaya sunacağız. 12/11/2019 tarihinde binanın iskanının verildiğini öğrendim. İkinci olarak Basın Express’te Adem Soytekin’in, Ertok isimli firmayla ortak yaptığı Coreliving isimli projenin ortaklarından biri de Mehmet Murat Çalık’tır. Bu hususu birkaç kişiden de duydum. Süreçte yaşadıklarımızı kardeşim de detaylı olarak anlattı. Ortak iş yaptığımız için bahsettiği hususlara ben de vakıfım. Samimi bir şekilde de tüm bildiklerimi anlattım. Verdiğimiz daire ve paraları rızaen vermedik. İskan ve inşaat ruhsatı süreçlerinde bunları vermek zorunda kaldık. İnşaat işiyle uğraşan birçok kişi benzer muameleye maruz kalmıştır. Belediyelerin çalışma yöntemi de bu şekildedir. Talepleri karşılanmazsa iskan ve ruhsat süreçlerini sonuçlandırmazlar. Kimse de belirtilen bu tutarları rızaen kendi isteğiyle vermek istemez. Bu hususların da göz önüne alınmasını istiyorum. Yaklaşık 1,5 aydır cezaevindeyim. Serbest bırakılmayı, mağduriyetimin sona erdirilmesini talep ediyorum.” Seyfi Beyaz’ın savcılığa dört kez ifade vermesi kamuoyunda "Etkin Pişmanlık, kapsamına girebilmek için dört kez ifade değişikliğine gitmiş. Dolayısı ile söylediklerinin doğruluğu tartışılır" yorumlarını da beraberinde getirdi. 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturmasında tutuklanarak ‘etkin pişmanlık’ kapsamında ifade veren Beyaz İnşaat’ın sahibi Seyfi Beyaz’ın savcılığa verdiği dört ifadesi de kamuoyuna yansıdı. İşte o ifadeler…

9 NİSAN İFADESİ

“Üzerime atılı suçlamaları anladım. Aile işimiz olan müteahhitlik mesleğiyle 1983 yılından beri uğraşmaktayım. Beyaz İnşaat isimli firmaya hissedarım. Yine Bakırköy’de bulunan Capacity isimli AVM’nin arsa sahibi olan Uzman A.Ş’nin hissedarıyım. Ekrem İmamoğlu’nu 2010 yılından itibaren tanıyorum. Beylikdüzü’nde bir arsa satılıyordu. Yüzde 15’i kendisine, yüzde 85’i de Kemal Ayvacı’ya aitti. Kemal Ayvacı’nın payını ben satın aldım.

Bu arsa üzerinde Ekrem İmamoğlu ile birlikte inşaat yaptık. Ben kendi hisseme düşen bağımsız bölümleri sattım. Bunun dışında Beylikdüzü’nde 2010 yılında bir arsa satılıyordu. Bu arsayı da İmamoğlu İnşaat isimli firmayla ortak aldık. Arsanın yüzde 40’ı benim, yüzde 60’ı onlarındır. Bu arsaya herhangi bir inşaat yapmadık, halen arsa vasfındadır.

2004 yılında Beylikdüzü bölgesinde inşaat başladım. En son altı-yedi yıl önce Ferah isimli projeyi yaptım. Bunun dışında West Side, Beyaz City, White Corner, Beyaz Rezidans, Beyaz Vadi isimli projeleri yaptım. Bu projelerin hiçbirinde Ekrem İmamoğlu’yla ortaklık yapmadım. Vira isimli projenin arsası Beylikdüzü Belediyesine aitti. Gül İnşaat ihaleye girdi. Arsayı hasılat paylaşımı anlaşmasıyla aldı. Daha sonra ben Gül İnşaat’a ortak oldum. Gül İnşaat isimli firmanın sahipleri akrabamdır. Daha güçlü olabilmek için beni de dahil ettiler. Firmanın sahipleri Metin ve Ali Gül halamın çocukları olur. Yine Sönmez de akrabamdır. Bu projede yapılan bölümler gerçek satış fiyatıyla tapuda satışları yapılmıştır. İhaleyi yapan o dönem Zeki Çanakcı’dır. İfadesinde geçen hususlar da doğru değildir. Proje ruhsat eki ve projelerine uygun yapılmıştır. Projede dükkanlar bulunmaktadır. Bu dükkanlar halen satılmamıştır. Yine proje alanına sonradan başka arsaların dahil edildiği yahut terk edilmesi gereken yerlerin terki yapılmadığına ilişkin iddialar da doğru değildir. Keşif yapıldığı takdirde o dönemde hangi şartlarda belediyeyle anlaşılmışsa projenin uygun olduğu da görülecektir.

İhalede hasılat paylaşımı yüzde 20 civarındaydı ancak Gül İnşaat ile firmam Beyaz İnşaat bunun yüzde 35’lere çıkmasını sağladı. Bu işi alırken hiçbir belediye görevlisinin bizden talebi olmadı. Ekrem İmamoğlu’na da kayıt dışı para vermedik. Resmi satış tutarları üzerinden belediyenin payına düşen miktarlar ödendi.

Ekrem İmamoğlu ile ortak olan arsa üzerinde Park Teras isimli projeyi yaptık. Bu projenin imarı düşüktü. Arsanın Ekrem İmamoğlu döneminde imara açılıp açılmadığını hatırlamıyorum ancak arsanın imar oranının düşük olması dikkate alındığında buradan da anlaşılacağı üzere İmamoğlu’nun kendi lehine imarı artırtma imkanı varken arsanına düşük imarla inşaat yaptırdığı ve kendine bir rant sağlamadığı anlaşılacaktır.

West Side isimli projeyi de Mutlu İnşaat, Mes, Uzman, Mes Turkuaz isimli firmalar ve hissedarı olduğum Beyaz İnşaat isimli firma yaptı. Adem Soytekin’in resmiyette hiçbir ortaklığı yoktu ancak Mutlu İnşaat’a gayri resmi taşeronluk yaptı.

Benim firmamla ortaklığı olmadı. Kendisini 40 seneden bu yana tanırım. İmamoğlu İnşaat’ın işlerini yapardı. Resmi ortaklık yapmadım ancak 3 projemde kaba inşaatı kendisine yaptırdım. Yine Imamoğlu ile yaptığım Park Teras isimli inşaatın kabasını Adem’e yaptırdık. Burada İmamoğlu’nun bir yönlendirmesi olmadı. Diğer projelerimde de kendi isteğimle taşeronluğu verdim.

Zeytinburnu’nda Ağaoğlu İnşaatın yarıda bıraktığı 46,5 isimli projenin arsa sahibi akrabam Orkun Beyaz’ın kayın pederi Nevzat Sabuncu’dur. Orkun, inşaat yarıda kalınca birlikte yapmayı teklif etti. Ben de teklifini kabul ettim ancak bu zamana kadar inşaata başlamadık. Gül ve Keleşler akrabalarım olur. Onlar da Beylikdüzü bölgesinde inşaat yapmışlardır. Yaptığımız inşaatlarda Beylikdüzü Belediyesinden kimsenin haksız bir talebi olmadı. Kimseye para vermedim.

Uğur Güngür ile Zafer Gül Beylikdüzü’nde bir projeye ortak yaptılar. Bu projeden kaynaklı çeşitli sorunlar yaşadıklarını kısmen basından öğrendim. Öncesinde kendilerinden 13 daire istendiğini bilmiyordum.

Fatih Keleş’i de tanımam. Kendisiyle diyaloğum yoktur. Büyükçekmece bölgesinde 1983 yılında bir proje yapmıştım. Bunun dışında bir proje yapmadım.

Belediye Başkanı Hasan Akgün’ü tanırım. Hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değilim. Kardeşim Muzaffer Beyaz da şirkete ortaktır. 4-5 yıldır Ekrem Imamoğlu’yla diyaloğu yoktur. Başkanlığı kazandığı dönemde hayırlı olsun için aradığımızda numarasını değiştirdiğini, başka birinin kullandığını fark ettik. Benim Ekrem İmamoğlu’nun kasası olduğuma yönelik iddialar dedikodudan ibaret, temelsiz, uydurma şeylerdir. Belirttiğim gibi ben kendisiyle yıllarca görüşmemekteyim. Kaldı ki öyle bir durum söz konusu olsa gerek Beylikdüzü’nde, gerekse İstanbul’un çeşitli yerlerinde birçok inşaat yapardım.

Aksine Bakırköy’de hissedarı olduğum Capacity isimli AVM’den Bakırköy Belediyesi görevlileri ve onların yönlendirdiği kişilerin para vermeye zorlaması nedeniyle yaklaşık beş ay önce CİMER’den Serkan Süsler adına ihbarda bulundum. Bu kişi benim firmamda çalışandır. Benim olayı kendisine anlatmam üzerine CİMER’den ihbarda bulunmuştur. AVM’nin otoparkının ruhsatlandırılması sürecinde Bakırköy Belediyesinde başkan yardımcısı olan kişiler ve büyükşehir belediyede görevli Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ertan Yıldız isimli kişilerin rol aldığı süreçte ben ve ortaklarımdan otoparka ruhsat verilmesi karşılığında para istendi.

Bu süreçte başkan Ayşegül Ovalioğlu Bakırköy Belediye Başkanı seçildikten sonra, AVM yönetimi olarak hayırlı olsun ziyaretine gittik. O tarihte de kendilerine AVM otoparkıyla ilgili sorunlarımız olduğunu ilettik, bu konuyla ilgili ayrıca randevu istedik. Buna istinaden Bakırköy İmardan Sorumlu Başkan Vekili Ali Rıza Akyüz bizi belediye binasına davet etti. Bu davette Belediye Başkanı Ayşegül Hanım, Ali Rıza Akyüz, hukuktan sorumlu Uğur Dündar ve Cemalettin Özdemir Belediye adına, ben, Yönetim Kurulu Başkanımız Salahattin Özgül, İlker Keleş ve Alaattin Kameroğlu AVM yönetimi adına yer aldık. Bu toplantıda Belediye Başkanı Ayşegül Hanım söz alarak bizim konumuzla ilgili yetkilinin Ali Rıza Akyüz olduğunu söyledi. Ali Rıza Akyüz bize dönerek “Otoparkı beraber işletelim, 17 yıldır bu AVM parasını çıkarttı, belediyenin paraya ihtiyacı var bundan sonra belediyeyle ortak çalışın” dedi. Ayrıca söz alarak “Siz burada imar barışı sayesinde 25.000 m2 yer kazandınız, Bakırköy’e ne verdiniz ki?” diye sordu. Biz de bunun bu toplantıda tarafımızca karara bağlanamayacağını, diğer ortakların da olduğunu bütün ortakların katılımıyla böyle bir karar alınabileceğini söyleyerek toplantıyı bitirdik ve ayrıldık.

Bu toplantıyı müteakip 10 gün sonra Alaattin Kameroğlu, ben ve İlker Keleş randevu alarak Ali Rıza Akyüz’le konuyu görüşmeye Ali Rıza Akyüz’ün Belediye Binasındaki makamına gittik. Bu görüşmede kendisinin bize yaptığı otoparkı belediyeyle işletme teklifinin kabul edilmediğini bildirdik. Ancak ayrıca kendisine Bakırköy’e hizmet eden bir AVM olarak belediyenin ihtiyaçlarına, hukuka uygun olarak bağış yapabileceğimizi, sosyal sorumluluk projelerinde destek olabileceğimizi, Bakırköy halkının yanında olduğumuzu bildirdik. Buna karşılık bunun asla kabul olmayacağını, bizim AVM’yi açarak bütün esnafı batırdığımızı söyleyip kalkabileceğimizi söyledi. Bu toplantıdan 10-15 gün sonra ise yine Bakırköy’de yer alan Beyaz İnşaat’ın başka bir mülkünün ecri misil konusuyla ilgili benim Ali Rıza Akyüz’le bir görüşmem daha oldu. Bu toplantıda da Ali Rıza Akyüz söz konusu mülkün ecri misilini uzatmayacağını, burayı boşaltmamı söyledi. Bize üç ay zaman verdiğini, üç ay sonra burayı boş istediğini söyledi.

Bu toplantı bittikten sonra da sebebini anlayamadığımız ve sonrasında idari yargılamaya konu olan 1.950.000 TL değerinde bir idari para cezası tarafımıza tebliğ oldu. Bu ceza tebliğ olduktan sonra kendisinden konuyla ilgili görüşme talebim oldu ve görüşme hemen gerçekleşti. Bu görüşmede idari para cezasını ödememiz gerektiğini, belediyenin ihtiyaçları olduğunu söyleyip konuyu yine Capacity AVM’ye getirdi. Ben de direk konu hakkında yetkim olmaması sebebiyle konuyu kapattım ve çıktım. O günden sonra da kendisiyle bir daha bir yüz yüze görüşmem olmadı. Capacity AVM adına belediyeyle olan görüşmeler Yönetim Kurulu Başkanımız Salahattin Özgül’le beraber aldığımız karar doğrultusunda hukuk büromuz tarafından yapıldı.

Bu sırada ismini ilk defa duyduğum Süleyman Atik isimli şahıs ortaklardan Mustafa Keleş’i arayarak avukatların kendisiyle görüşmediğini, muhatap kabul etmediğini, kendisinin konuyla ilgili yetkilendirildiğini söylemiş. Bu konuşmaya istinaden biz de hukukçularımıza Süleyman Atik’in telefonlarına yanıt vererek görüşme yapılmasını söyledik. Bu süreçte hukuk büromuza tam yetki vererek sürekli iletişim halinde olarak görüşmeleri takip ettik.

Avukatımız Mehmet Asım İplikçioğlu, imar konusunda destek aldığımız mimar Sefer Kocabaş ile Süleyman Atik’le görüşmelere başladı. Süleyman Atik 5 milyon Amerikan Doları talep edildiğini ve bu paranın da nakit olarak elden ödenmesini istediğini avukatlara bildirdi, avukatımız da kendisine verdiğimiz yetki doğrultusunda hukuka aykırı bu talebi kesin bir dille reddetti ve yine AVM’nin sadece hukuka uygun bir şekilde belediyeye yardım edebileceğini, sosyal sorumluluk projesi veya belediyeye hizmet aracı tahsisi konusunda destek verilebileceğini söyledi. İlk görüşmeden sonra avukatlar bir daha çağrıldı, bu defa sosyal sorumluluk veya araç tahsisi teklifinin kesinlikle kabul görmediğini ancak elden yapılan ödemenin taksitle yapılması konusunda Süleyman Atik’in bir karşı teklif getirdiğini öğrendik. Bu hukuka aykırı teklif de avukatlar tarafından reddedildi ve sosyal sorumluluk projesi ve hizmet aracı tahsisi yardımımızın baki olduğu kendisine bildirildi.

Süleyman Atik de buna karşılık olarak “Binaya çürük raporu alınacağını, deprem riski sebebiyle AVM’nin kapatılacağını ve AVM’ye para cezası yazılacağını” avukatlarımıza söylemiş, avukatlarımız da bunu bize iletti. Bundan 10-15 gün sonra yine Süleyman Atik avukatlarımızın bürosuna giderek, “Bu sizin son şansınız, bunu değerlendirin yoksa yıkım kararı alınacak, çarşı kapanacak” şeklinde uyarıda bulunmuş, avukatımız yine hukuka aykırı bir işin asla yapılmayacağını, durumumuzda bir değişiklik olmadığını bildirmiş.

Süleyman Atik avukatlarımızla görüşmeleri sonlandırdığını, bir daha avukatlarla görüşmeyeceğini, yeterince ciddiye alınmadıklarını ve oyalandıklarını düşündüklerini ortaklarımızdan Mustafa Keleş’i arayarak söylemiş ve kendisiyle bundan sonra iletişimde olacağını belirtmiştir. Mustafa Bey ile de görüşmelerde biz AVM olarak ilk günden itibaren hukukçularımızın tavsiyesi ile hareket edeceğimizi bildirerek hukuka aykırı hiçbir ödeme yapmayacağımızı yineledik.

Biz de bütün bu olaylar sırasında kendi önlemlerimizi almak ve kendi bina güvenliğimizi belgelemek adına İstanbul Teknik Üniversitesi Înşaat Fakültesi’ne baş vurumuzu yaptık. Heyet 160 farklı noktadan karot alarak son derece detaylı bir rapor ile AVM binasının en son çıkan deprem yönetmeliklerine uygun olduğunu, güvenlik riski taşımadığını performans analizi raporu düzenleyerek tespit etti. Ve bu rapor belediyeye resmi evrak olarak alındısı yapılarak sunulmuştur. Buna rağmen, bu rapor hiç yokmuş kendilerinin karot bile aldırmadan aldığı gerçek dışı bir rapora dayanarak encümen kararıyla para cezası düzenlenmiş ve yıkım kararı alınmıştır. Ayrıca Bakırköy Belediyesi tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına da yine bu dayanaksız rapora istinaden bütün ortaklar hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Ali Rıza Akyüz, Süleyman Atik ve Cemalettin Özdemir başta olmak üzere, AVM ile ilgili yapılan bütün hukuka aykırı işlerden sorumlu kişilerden şikayetçiyim, ayrıca Ekrem İmamoğlu’yla irtibatlı olduğum, onun kasası olduğuma ve belediye başkanlığı döneminde kendisiyle ortaklık yaptığıma ilişkin iddiaları kabul etmiyorum. Hakkımda takipsizlik kararı verilmesini ve serbest bırakılmayı talep ederim.”

25 NİSAN İFADESİ

“Ben kardeşim Muzaffer Beyaz ile 1983 yılından beri aile şirketimiz olan BEYAZ İnşaatta çalışıyoruz. Biz yüzlerce konut, alışveriş merkezi, otel inşaatı yaptık. Şirketimizin yürüttüğü bazı projelerden bahsetmek istiyorum.

Beylikdüzü’nde Beycity projesinde Ekrem İmamoğlu ile tanıştık, söz konusu inşaatın yüzde 15 arsa sahibi Ekrem İmamoğlu’dur. Biz bu sözleşmeyi 2012 yılında yapacakken Ekrem İmamoğlu söz konusu hisselerini Süleyman Aslan isimli şahsa devretti. Biz bu kat karşılığı inşaat sözleşmesini de Ekrem İmamoğlu yerine Süleyman Aslan ile imzalamış bulunduk.

Biz müteahhit olarak bu arsanın bize teklif edilmesini beklerken bize de böyle bir teklif gelmedi. Teraspark AVM’de yaptığımız inşaatın arsasının arsa üzerinde satılık tabelasını görmemiz üzerine aradığımız numaradan Kemal AyvacıI isimli şahısla görüştük. Buranın yüzde 85’inin kendisinin olduğunu, yüzde 15’ininde Ekrem İmamoğlu’nun adına olduğunu söyledi. Sadece kendi hissesini satmak istediğini söyledi.

Biz kendisine diğer yüzde 15’inide almak istediğimizi söylememiz üzerine Kemal Ayvacı Ekrem İmamoğlu’nun bizimle bu inşaatın içerisinde olacağını iletti. Ekrem İmamoğlu’nun bizimle beraber bu işi yapabileceğini söyledi. Bunun üzerine Ekrem İmamoğlu ile görüştük, bu inşaatı beraber yapabileceğimizi anlayınca Kemal Ayvacı’nın yüzde 85 hissesini satın aldık.

Hisseleri satın aldıktan sonra inşaata devam ettik ve tamamladık, sonrasında burası 1,5 yıl kirada kaldı. Söz konusu kiracılar farklı kişilerdir, toplanan kira gelirinin yüzde 85’i bize yüzde 15’i Ekrem İmamoğlu’na aktarılmaktaydı. Sonrasında bizim ihtiyacımız olduğu için mecburen hissemizi satmak istedik. Yabancı bir müşteri burayı toptan satın almak istediğini söyledi ama İmamoğlu burayı satmak istemedi.

Bizde kendi payımızı satıp kalanı Ekrem İmamoğlu’na bırakmak istediğimizi söyledik. O da bunu kabul etti. Ekrem İmamoğlu burada yüzde 15’e değil yüzde 20’ye tekabül eden sayıda 6 veya 7 dükkan aldı. Aradaki yüzde beş hisseyi resmi bir şekilde devrettik ancak karşılığında herhangi bir ödeme almadık.

AVM’nin yanında bir köprü yapılacaktı, biz bu köprüyü belediyenin yapması gerektiğini söyledik ama belediye yapamayacağını belirterek bize Adem Soytekin’i gösterip bu köprüyü onun yapacağını söyledi ve Adem Soytekin bizden bu köprüyü yapmak karşılığında 750 bin TL istedi. Kardeşim Adem’e elden bu parayı verdi. Daha sonra söz konusu köprünün belediye tarafından yapıldığını öğrendik.

Vira projesini Gül İnşaat belediyeden ihale ile aldı, bu ihaleye biz de girmiştik. Bu ihaleyi biz daha fazla vermemize rağmen Gül Proje bu ihaleyi kazandı. Oran olarak biz daha fazla vermiştik ancak hasılat paylaşımında Gül Proje bizden daha fazlasını teklif ettiği için ihale onlara verildi. Gül Proje o dönemde çok fazla yer aldığı için bize burayı beraber yapmayı teklif ettiler. Bizde yasal olarak ortaklık yapabilirsek bu işe gireceğimizi yoksa girmeyeceğimizi söyledik. Bunun üzerine projenin yüzde 25’ine ortak olduk.

Yapılan daire satışlarından elde edilen gelir önce belediyeye gitmekteydi daha sonra bize ödenecekti ancak herhangi bir ödeme yapılmadı. Bir müddet sonra belediyenin SGK borçlarından dolayı daire satışı yapamaz hale geldik. Belediyeden bize projenin tamamını alın dediler ve Gül Proje ile birlikte oransal olarak (yüzde 25’i bize yüzde 75’i Gül Projeye ait olacak şekilde) projeyi aldık. Belediyeden projenin tarafımızdan alınmasının kimin söylediğini ben değil Gül Proje sahibi Metin Gül bilir, çünkü belediye ile bu hususta o görüşmekteydi. Biz projeyi aldıktan sonra önceki satışlardan belediye kasasında olan 4,5 milyon TL tarafımıza iade edilmedi ve halen belediyede durmaktadır. Bununla ilgili olarak herhangi bir dava süreci yürütülmemiştir. Ayrıca 1,8 Milyon TL para harç adı altında belediyeye yatırılmıştır. Ruhsatı vermedikleri için bu parayı yatırmak zorunda kaldık, normalde söz konusu arazi belediyeye ait kamu arazisi olduğu için söz konusu harçtan muaftır ancak ruhsat alabilmek için ödedik. Bu husustaki ayrıntıyı da yine Metin Gül bilir.

Sonrasında 2022 yılında Kartaltepe’de Bakırköy Belediyesine ait 7 dönümlük bir arsayı kat karşılığı arsa sahibiyle anlaşarak inşaat yapmak üzere anlaştık. 18’inci madde kapsamında plan çalışması yaptık. Daha sonra kadastroya gönderip imar alacağımız sırada Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza AKYÜZ söz konusu evrakı kadastroya göndertmedi. Bunun üzerine Ali Rıza AKYÜZ ile randevu ayarlayarak görüşmeye gittik. Kendisi bize burasının 2 dönümünün terk olması gerektiği yoksa projenin yapılamayacağı veya 3 milyon doların verilmesi gerektiğini söyledi. Biz de kat karşılığı inşaat yaptığımız için bu parayı veremeyeceğimizi söyledik, Ali Rıza Akyüz’de o zaman bu projeyi size yaptırmayız dedi.

Daha sonra bizi Ertan Yıldız’a yönlendirdiler. Kardeşim Muzaffer Beyaz Ertan Yıldız ile görüştü. Ertan Yıldız tekrardan 3 milyon dolar isteyince kardeşim kendisine daha inşaata başlamadan böyle bir para istiyorsunuz aşamalarda isteyecekleriniz de olur, bu iş bu şekilde olmaz deyince Ertan ile kardeşim tartışmış. Daha sonra Ertan kardeşime sana birini gönderecem sen onunla görüş bir daha benimle görüşmeyeceksin. Sonrasında Süleyman ATİK isimli bir şahıs arayarak beni Ertan Yıldız yönlendirdi bu projeyi yapmak isterseniz 3 milyon dolar vermeniz gerekiyor dedi.

Süleyman bizden 3 milyon dolar isteyip biz ödemeyi kabul etmeyince söz konusu arazinin 3’te 1’i yeşil alan ilan edildi. Bize bu parayı öderseniz yeşil alan statüsünü kaldırırız dediler. Biz böyle bir parayı ödeme gücümüz olmadığını ısrarla söyleyip inşaattan vazgeçeceğimiz esnada bu sefer bize belediyenin yanında bulunan ve halen tamamlanmamış haldeki binanın inşaatını tamamlamamızı istediler. Biz bu hususu mecbur kabul ettik ancak söz konusu işi fatura karşılığı yapabileceğimizi söyledik. Onlarda bu hususu kabul etti ancak resmi/yazılı herhangi bir sözleşme veya evrak hazırlanmadı. Bizde söz konusu inşaata zaten başlamamıştık. Söz konusu arazinin yeşil alan statüsü halen devam etmektedir. Beylikdüzü’nde boş olan dükkanlarımızın bulunduğu WhiteCorner isimli projedeki dükkanları Murat ÇALIK belediyeye kiraladı. Ancak söz konusu dükkanların kirasını bize ödemediler hatta aidatları dahi ödenmedi. Kiralanan dükkanlarda belediyeye ait sosyal kurumlar vardır. Burada bu şekilde kaç dükkan olduğunu şu an hatırlayamıyorum.

Beylikdüzü’nde 30 dairelik Nihat Çiğdem ve hissedarlarının bulunduğu apartman inşaatımızla ilgili olarak iskan almak istediğimizde Trabzonspor’dan iki adet loca almamızı istediler. Biz de akrabamız Bülent Yazgan adına Trabzonspor klubünden iki loca aldık. Söz konusu locaların alınmasını Ekrem İmamoğlu bizzat kardeşim Muzaffer’den istemiştir. Söz konusu locaları kullanmak istediğimizde herhangi bir şekilde kullanamadık. Bu olayın bütün ayrıntılarına kardeşim Muzaffer sahiptir. Ayrıca Beylikdüzü’nde yapmış olduğumuz WestSide isimli proje ile alakalı iskan aşamasında Hasan İmamoğlu bizden üç tane daire almıştır. Bu dairelere ilişkin yapılan ödeme dairenin normal satış fiyatıdır, daha sonra Hasan İMAMOĞLU ofise gelerek söz konusu bedelleri elden geri almıştır. Ayrıca söz konusu sitede şu an ismini hatırlayamadığım ancak belediyede memur olan ve intihar eden bir personelin eşi ve çocukları için bizden bir daire istendi. Yaklaşık beş-altı yıldır bu aile söz konusu dairede oturmaktadır.

Adem Soytekin bize söz konusu daireyi belediyeye devretmemizi istedi. Biz de encümen kararı olduğunu en azından dairenin maliyetini ödemelerini istedik. Ancak herhangi bir ödeme yapılmadı ve halen aile burada oturmaya devam etmektedir. Bu site ile ilgili olarak iskan almak istediğimizde süreç çok uzadı.

Beni Oktay Hamzaoğlu aradı “Abi Adem Soytekin ile bir görüş, onun belediyede eli kolu uzun, bu işi halleder” dedi. Ben Adem Soytekin ile görüştüm o da beni ertesi gün WestSide sitesi içerisindeki Mado’ya çağırdı. Buranın sahibi Adem Soytekin’dir. Ben ertesi gün saat 10.00 gibi bu Mado’ya gittim. Adem ile görüşürken belediye başkan yardımcısı Veysel Erçevik geldi, kendisi 100.000 TL verirseniz bir günde hallederiz dedi. Ben bu projeyle ilgili bu kaçıncı, diğer ortaklarla halledebiliyorsanız halledin ben karışmıyorum dedim. Öğrendiğim kadarıyla bu 100.000 TL Adem Soytekin’e ödenmiş. Yine bu proje yapım aşamasında Saliha Güler’e ait olduğunu bildiğim Rumi Yapı Denetim, Lempo World Wide Yapı Denetim ve Ray Yapı Denetim firmaları ile Cavit AKIN’a ait Gümüştaş Yapı Denetim, CMH Yapı Denetim ile Mevlüt İmamoğlu’nun yönlendirdiği soy isimini bilmediğim Mustafa isimli şahsa ait Beyazıt Yapı Denetim ve Avanos Yapı Denetim firmaları, Murat Çalık ve Mevlüt İmamoğlu’nun yönlendirmeleri ile projeyi denetime geldiler. Sürekli farklı firmaların denetime gelmesini bize önceki firmaların iflas ettiğini bu nedenle bunların geldiğini söylediler.

Söz konusu firmalara her seferinde yapacakları denetimle ilgili olarak para ödedik. Bahsetmiş olduğum paralar 600 bin ve 800 bin gibi rakamlardır. Ben Saliha Güler’e bu parayı bizzat ödedim. Murat Çalık ve Mevlüt İmamoğlu şirket genel müdürümüz Engin Dülger ya da kardeşim Muzaffer’i arayarak söz konusu yapı denetim firmalarla çalışmamız gerektiğini söylediler. Bu firmalar ile çalışmadığımızda iskan almakta çok zorlanıyorduk.

Cevaben: Tanık Arzu Uçar’ın ifadesinde geçen Şahinler Holding arsa sahibidir, tapuya ilişkin değişiklik bununla alakalıdır.

Capacity AVM ile alaklı olan problemimizle ilgili olarak Bakırköy Belediye Başkanı Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu’na seçildikten sonra ben, Selahattin ÖZGÜL, İlker KELEŞ ve Alaattin Kameroğlu gittik. O sırada odada Ali Rıza AKYÜZ, Cemalettin ÖZDEMİR isimli şahıslar ve birde kim olduğunu hatırlayamadığım belediye avukatı vardı. Biz hayırlı olsun faslını geçtikten sonra Ayşegül hanıma AVM otoparkı ile ilgili problemimiz olduğunu söyledik o da bu hususla Ali Rıza Akyüz’ün ilgilendiğini söyledi. Biz müsaade istedik ve yaklaşık 10 gün sonra Ali Rıza AKYÜZ’ün ( Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı) yanına gittik. Durumu kendisine ilettiğimizde kendisi bize söz konusu yerin 19 yıldır siz işletiyorsunuz biraz da halk faydalansın burayı bize devredin dedi. Biz bu hususu kabul etmedik ayrıca ortakların tamamı olmadığı için böyle bir şeye tek başımıza karar veremeyeceğimizi söyledik.

Bu sefer kendisi “O zaman 5 milyon dolar verin ve vatandaşa bir faydanız dokunsun” dedi. Böyle bir paranın çok yüksek olduğunu söyledik. Bu sefer kendisi eğer otopark belediyeye devredilmez ya da bu para ödenmez ise yapılan imar affının iptal edileceğini söyledi. Biz böyle bir şeyin nasıl olabileceğini söylediğimizde belediye olarak bu yetkilerinin olduğunu ve Marmara Forum’da da benzer bir durum olduğunu, orada İBB’nin hisseleri aldığını hatta söylediklerini kabul etmezsek binaya ilişkin 1 milyon TL verip çürük raporu aldırdıklarını söyledi.

Biz bu söylenenler karşısında durumu kabullenmeyip oradan ayrıldık. Ancak bize herhangi bir rapor göstermedi. Biz binanın sağlamlığına ilişkin İTÜ’den binadan 160 karot aldırarak sağlamlık raporu aldık. Kısa bir süre sonra Ertan Yıldız bizimle irtibata geçti ve tekrardan 5 milyon dolar bizden istendi. Biz böyle bir parayı ödeme imkanımızın olmadığını Ertan’a söyleyerek Ertan’ı reddettik. Ertan’dan kısa bir süre sonra Süleyman ATİK bizimle irtibata geçerek aynı şekilde 5 milyon dolar istedi ve verilmez ise ceza yazılacağını söyledi. Biz ortaklarla kendi aramızda toplandığımızda artık işin cebren rüşvet almaya dayandığını ve suç duyurusunda bulunmamız gerektiğini konuştuk. Ancak ortaklar arasında karar birliği sağlanamadı. Ben bu durumla ilgili dayanamayarak 01/10/2024 tarihinde çalışanımız Serkan Süsler’in E-Devleti üzerinden CİMER’e şikayette bulundum. Biz istenen 5 milyon doları ödemeyince belediye tarafından 197 Milyon TL’lik bir ceza kesildi. Bu cezaya ilişkin olarak İdare Mahkemesine dava açtık ve yürütmeyi durdurma kararı aldık.

Ali Rıza Akyüz bizden para isterken bize “Kardeşim geleceğin cumhurbaşkanına yardım etmekten niye geri duruyorsunuz” gibi cümleleri çok sık kurmaktaydı. 2019 yılında yapılan belediye seçimlerinden önce Seyrantepe’de bulunan Ekrem İmamoğlu’nun seçim koordinasyon merkezinin kirası ile ilgili olarak Tuncay Yılmaz bize gelerek 300.000 TL kira bedeli istedi. Biz başta itiraz etsek de daha sonra kabul ettik ve kardeşim Muzaffer Tuncay’a elden bu parayı verdi. Daha sonra seçimler iptal olunca Tuncay Yılmaz tekrardan gelerek bizden para istedi. Ben de sürekli böyle para mı vereceğiz diyerek bunu reddettim. O tarihten sonra Ekrem İmamoğlu benimle doğrudan görüşmeyi kesti.

Bakırköy İlçesi Şenlik Mah. 295 ada 34 parsel üzerinde bulunan adresi Şenlikköy Mah. Ekşinar Sk. Muratkölük İlk Öğretim Okulunun yanında bulunan kreşin yapımı ile alakalı belediyeden bizimle irtibata geçtiler. Bu kreşi Kartaltepe’de bulunan kat karşılığı yapmış olduğumuz projeye ilişkin işlemlerimizin yürümesi için yapmamızı İBB’den Gürkan Akgün söyledi. (Diken’in notu: İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün 19 Mart’ta İBB odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında gözaltına alınmış, 23 Mart’ta tutuklanmıştı.) Söz konusu inşaatın yapımına biz başladık ancak Bakırköy belediyesindeki diğer problemler nedeniyle inşaatı biz devam ettirmedik. Bu hususa ilişkin ayrıntılara kardeşim Muzaffer sahiptir.

Bakırköy City 1 ve City 2 projelerinde bulunan bir araziyi Bakırköy Belediyesine yeşil alan olarak terk etmiştik. Ancak inşaat projemiz devam ettiğinden satış ofisi kurmak için burayı aylık 6.000 TL bedel ile kiraladık. Söz konusu ofis binasını daha sonra belediyeye hizmet binası olarak ta terk edecektik. 2024’te belediye seçimleri olduktan sonra Ali Rıza Akyüz ile yapmış olduğum bir görüşmede buranın kira sözleşmesini yenilemek istediğimi belirttim, o da 6’ncı aya kadar kullan sonrasında orası bize lazım dedi.

Ben ofiste bulunduğum bir gün ( Ali Rıza Akyüz ile görüşmemizden yaklaşık 15 gün sonra) söz konusu yerin tahliyesine ve geçmişe dönük 1.9 Milyon TL ecrimisil farkı içeren bir tebligat aldım. Bu hususu görüşmek için Ali Rıza Akyüz’ün yanına gittiğimde belediyenin çok paraya ihtiyacı olduğunu ve söz konusu yeri kullanacaklarını belirterek binayı boşaltmamı söyledi. Ben söz konusu ceza ile alakalı İdare Mahkemesine dava açtım.

Vira projesinde Murat Çalık bizden projenin önünden geçen yolu da yapmamızı istedi ancak biz bu hususu kabul etmeyince yolu daha uzaktan geçirerek proje kapsamında alacağımız dükkanların değerinin azalmasına sebep olmuştur.

Bakırköy yeraltı çarşısında dükkan sahiplerinden kira dönemleri sonunda 300.000 dolar paranın elden alındığını biliyorum. Ancak bu hususta ayrıntılı bir bilgiye sahip değilim. Dükkan sahiplerine sorulabilir.

Önceki ifademde Fatih Keleş ismi sorulduğunda tanımadığımı beyan etmiştim. Şahıs WestSide isimli projede mermer işlerini alan kişiymiş. Bu hususu cezaevinde öğrendim. Şahsın ismini daha önceden duymuştum ancak şahsı görüp tanımışlığım yoktur. Başımdan geçen olayları anlattım. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum. Suçlamayı bu haliyle kabul ediyorum. Ayrıca benden cebren alınan paralar dolayısıyla ilgili kamu görevlilerinden ve diğer kişilerden şikayetçiyim.”

14 MAYIS İFADESİ

“Ben daha önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iki defa ifade vermiştim. Cezaevinde bulunduğum dönemde yaşadığım olayların bir kısmını tekrar hatırladım ve bugün başsavcılığınıza müracaat ederek tekrardan ifade vermek istiyorum.

Uğur Güngör ve Zafer Gül’ün birlikte yapmış oldukları 11’inci Mahalle isimli projeden 13 dairenin Adem Soytekin üzerinden Mehmet Murat Çalık’a verildiğini Zafer Gül bana söylemişti. Zafer Gül ile bizim oturduğumuz evler yan yanadır. Hatta bu süreçte 11’inci Mahalle isimli projeden Zafer Gül ve Ali Gül’ün projeden çıkması için Uğur Güngör’ün adamları geldiklerinde Zafer Gül’ün babası ile yaşanan tartışma sırasında Zafer’in babası bıçaklanmıştır. Bildiğim kadarıyla bu hususla ilgili soruşturma yürütülmüştü.

WestSide isimli projede Fatih Keleş, Ekrem İmamoğlu’nun yönlendirmesi ve Adem Soytekin’in aracılığıyla bu projenin mermer işlerini bedelinden yüksek fiyatla almıştır. Biz Adem Soytekin’in Mutlu İnşaat’ın dışarıdan ortağı olması ve belediyeyle olan ilişkilerimizi halletmesi nedeniyle bu durumu kabul ettik. Söz konusu yerin mermer işlerinin Fatih’e verilmesinde Adem Soytekin çok ısrar etti.

Beylikdüzü’nde bulunan White Corner, Beyaz City ve Mega Kent isimli AVM’lerimizde bulunan
yedi dükkan Fatih Keleş’in söylemesiyle Beylikdüzü Belediyesi’ne kiralanmıştır. Buralar seçim döneminde ofis olarak kullanılmıştır. Buralara ilişkin kira sözleşmesi yapılsa da tarafımıza herhangi bir ödeme şu ana kadar yapılmamıştır. Kira sözleşmeleri AVM yönetimlerinde bulunabilir. Buralara ilişkin ticari hayatımız etkilenmesin diye herhangi bir dava bu zamana kadar açmadık. Teras Park AVM’yi inşaatı sonrasında Ekrem İmamoğlu’nun şahsından o günün parasıyla 1.750.000,00 TL alacağımız kalmıştır. Bu alacağımızı Ekrem İmamoğlu o tarihten itibaren ödememiştir. Kendisi AVM inşaatı bittikten sonra belediye başkanı olduğu için bu alacağımızı kendisinden tahsil edemiyoruz. Bu hususu Tuncay Yılmaz’a birkaç defa söyledik. O bu durumu Ekrem İmamoğlu’na ileteceğini söyledi ancak tarafıma herhangi bir dönüş yapmadı.

Capacity AVM ile ilgili bu zamana kadar vermiş olduğum ifadelere ek olarak ben Ali Rıza Akyüz ile iki defa görüştükten sonra yol alamayacağımızı gördükten sonra o dönem ortaklarımızdan İlker Keleş, Ali Rıza Akyüz ile irtibat kurdu.

İlker Keleş, Ali Rıza ile üç-dört defa görüşme yaptıktan sonra bize gelerek 5.000.000 doların üzerine 1.000.000 dolar daha istediğini ve bu parayı elden istediğini söyledi. Hatta Ali Rıza, İlker’e 500.000 Dolar’ı nakit verirsiniz, 500.000 doları ile de otobüs alırsınız demiş.

İlker ile Ertan Yıldız aynı binada altlı üstlü oturmaktadır. Bu hususu birkaç defa asansörde karşılaşınca görüşmüşler. Ertan Yıldız, İlker Keleş’e “Bu parayı verin, kurtulun. Yoksa Capacity AVM’yi kapatacağız” demiş. Ben bu zamana kadar bu hususu İlker’in anlattığını düşünerek söylememiştim ancak bu husus İlker’den de teyit edilebilir. Hatta Süleyman Atik, Ali Rıza Akyüz’ün 5.000.000 Dolar + AVM’nin otopark işletmesini istediğini bize söyleyince ben yanımda bulunan Selahattin Özgül’e bu işin artık böyle olmayacağını, savcılığa şikayetçi olmamız gerektiğini söyledim.

Selahattin bey o gün savcılığa giderek suç duyurusunda bulunmuştu. Ben de zaten daha önce CIMER’e Serkan Süsler adıyla bu hususları belirtip bir şikayet dilekçesi göndermiştim.

Ben Ekrem İmamoğlu ile iki sefer telefonda görüştüm. Kendisi çıkmadı. Yanında bulunan görevliler müsait olmadığını söyledi. Ben de kendisini bir daha aramadım. Ayrıca üç sefer düğün organizasyonlarında karşılaştık ve herhangi bir sohbetimiz olmadı. Bir kere Teras Park AVM’nin açılışında, bir kere de Ahmet Beyaz Imam Hatip Orta Okulu açılışında karşılaştık. Bu okulu önceki başkan döneminde yapmaya başlamıştık ancak Ekrem İmamoğlu döneminde bitirdik. Buralarda kendisiyle çok uzun bir görüşmemiz olmadı. Ertan Yıldız ve Fatih Keleş ileyse hayatım boyunca hiç görüşmedim. Adem Soytekin’leyse yapmış olduğumuz projeler dolayısıyla ve belediyeyle olan problemlerimizi halletmesi dolayısıyla tanırım ancak kendisini de üç-dört yıldır görmemekteyim. Ben Beylikdüzü’nde toplamda 15 proje yaptım. Bunların sadece üç Ekrem İmamoğlu dönemindedir.

Ekrem İmamoğlu belediye başkanı olduktan sonra sürekli para istenmesi dolayısıyla ben o bölgede iş yapmak istemediğim için kardeşime daha önceden anlaşmış olduğumuz Yakuplu Meydanı civarında bulunan projeyi yapmak istemediğimi kardeşim Muzaffer’e söyledim ve biz bu işi Adem Soytekin’e devrettik. Buradan iki daire alacaktık ancak bunları da alamadık. Ben Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü ve ardından İBB başkanı olduktan sonra yapmış olduğumuz inşaat işlerinden dolayı sürekli bir şeyler istenmesi dolayısıyla çok rahatsız oldum. Ayrıca İBB’den de herhangi bir iş almadım ve ben bu noktada içinde bulunduğum bu duruma çok üzülüyorum. Hakkımda takipsizlik kararı verilmesini ve tahliye edilmeyi talep ediyorum.”

24 MAYIS İFADESİ

Ben daha önce üç defa ifade verdim. Bildiklerimi anlattım. Ancak bazı olayların üzerinden zaman geçtiği için hepsini o an hatırlamam mümkün değildi. Aklıma gelen diğer olayları da paylaşmak istedim ve bu kapsamda ek ifade talebinde bulundum.

İlk olarak anlatmak istediğim olay West Side projesinde iskan almak için Adem Soytekin’e verilen 3.000.000 TL’den bahsetmek istiyorum. Biz iskanı alamadığımız için yaklaşık 200 daire sahibi bize dava açtı.

580 daire de Kemal Şahin’in arsa sahibi olarak binada hakkı bulunuyordu. O da bizden talepte bulunacaktı. Bu yüzden iskanı bir an önce almak zorundaydık. Binayı ruhsat eki ve projesine uygun olarak yapmamıza rağmen iskanımızı alamıyorduk. Bu konuda Adem Soytekin’inle görüştük. İskan alamadığımızı kendisine söyledik. O da “3.000.000 verirseniz iskanınızı alırım” dedi. Daha önce kendisine bu konudan dolayı daire vermek zorunda kalmıştık. Ancak buna rağmen iskanımız verilmedi. Mağdur edildik. Arsa sahibi ve daire sahiplerinin baskısına maruz kaldık. Elektrik, su gibi abonelikler yapılmadı. Trafoda yangın çıktı. Su olmadığı için can ve mal güvenliği tehlikeye düşmüştü. Adem bu parayı vermememiz halinde iskan alamayacağımızı belirtti. Adem’le bu süreçte görüşen kişi Oktay Hamzaoğlu’dur. Bunun üzerine ortaklarla görüşme yaptık. Talebi kabul ettik ve 3.000.000 lirayı KDV’siyle birlikte Adem’e ödedik.

Ortaklardan İsa Unal parayı resmi olarak çıkarabileceğimiz, bunun için de Adem’in fatura kesmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine 3.540.000 liralık faturayı kesti. Bunları dosyaya ibraz edeceğim. Bu ödemenin üzerinden üç-dört ay geçtikten sonra Oktay Hamzaoğlu beni aradı. Adem’le görüştüm iskanı vermiyorlar. Bir de sen görüş dedi ve Adem’in beni Mado’da görüşmek için beklediğini söyledi. Bunun üzerine Mado’ya gittim. Adem’le otururken Veysel Erçevik’i çağırdı. Hatırladığım kadarıyla Veysel Erçevik o dönem belediye başkan yardımcısıydı. Kendisiyle de bu zamana kadar bir defa görüştüm. Bu görüşmede Veysel 100.000 lira talep etti. Parayı vermemiz halinde iskanı vereceğini söyledi. Teklifini kabul ettim. bir-iki gün içerisinde bu para Oktay Hamzaoğlu’nun muhasebecisi aracılığıyla Adem Soytekin’e teslim edildi. Parayı teslim ettikten iki gün sonra da iskanımızı aldık. İskan tarihimizden paranın verilme tarihi tespit edilebilir ve sinyal bilgilerinden de bir araya geldiğimiz teyit edilebilir. İskana ilişkin evrakları dosyaya sunacağız. 12/11/2019 tarihinde binanın iskanının verildiğini öğrendim.

İkinci olarak Basın Express’te Adem Soytekin’in, Ertok isimli firmayla ortak yaptığı Coreliving isimli projenin ortaklarından biri de Mehmet Murat Çalık’tır. Bu hususu birkaç kişiden de duydum. Süreçte yaşadıklarımızı kardeşim de detaylı olarak anlattı. Ortak iş yaptığımız için bahsettiği hususlara ben de vakıfım. Samimi bir şekilde de tüm bildiklerimi anlattım. Verdiğimiz daire ve paraları rızaen vermedik. İskan ve inşaat ruhsatı süreçlerinde bunları vermek zorunda kaldık. İnşaat işiyle uğraşan birçok kişi benzer muameleye maruz kalmıştır. Belediyelerin çalışma yöntemi de bu şekildedir. Talepleri karşılanmazsa iskan ve ruhsat süreçlerini sonuçlandırmazlar. Kimse de belirtilen bu tutarları rızaen kendi isteğiyle vermek istemez. Bu hususların da göz önüne alınmasını istiyorum. Yaklaşık 1,5 aydır cezaevindeyim. Serbest bırakılmayı, mağduriyetimin sona erdirilmesini talep ediyorum.”

Seyfi Beyaz’ın savcılığa dört kez ifade vermesi kamuoyunda "Etkin Pişmanlık, kapsamına girebilmek için dört kez ifade değişikliğine gitmiş. Dolayısı ile söylediklerinin doğruluğu tartışılır" yorumlarını da beraberinde getirdi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.