15.Fotoğraf Yarışması

Mustafa Fazlıoğlu Bakırköy planlarının dünden bu güne olan sürecini anlattı

Gündem 05.03.2025 - 11:45, Güncelleme: 05.03.2025 - 11:56
 

Mustafa Fazlıoğlu Bakırköy planlarının dünden bu güne olan sürecini anlattı

Bakırköy Belediye Meclis toplantısın mart ayı ilk birleşiminde gündem dışı söz alan CHP’li Meclis Üyesi Mustafa Fazlıoğlu, Bakırköy'deki kentleşme politikalarını, bunların ilçeye getirdiklerini ve hazırlanan binlik planlarla ilgili gündem dışı söz aldı. Merkez mahallelerin kuzeyi ve güneyi ile ilgili +1 katı içeren taleplerinin detayını anlatan Fazlıoğlu, ayrıca demiryolunun kuzeyine adabazlı dönüşümde 3000 metreyi sağlaması durumunda artı yüzde 10 ilave inşaat artışı verilmesi konusunda da bir beklentileri olduğunu ifade etti.
Bakırköy Belediye meclisi mart ayı ilk birleşiminde gündem dışı söz alan geçmiş dönem TMMOB Mimarlar Odası Bakırköy Temsilcilik Başkanı olan CHPli Meclis Üyesi Mustafa Fazlıoğlu, Bakırköy’ün 2000 yıllık geçmişiyle Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini yaşadığını, zengin bir kültür mirasına sahip, farklı kültürlere ev sahipliği yapmış, Türk, Ermeni, Yahudi ve Ermenilerin barış içinde yaşadığı bir ilçe olduğunu vurguladı. İlk modern şehir projesi Ataköy, Hipodrum, Bakırköy Rus Hastalıkları Hastanesi, Atatürk Köşkü, ilk AVM Galeriası, ilk modern tekstil fabrikası Sümerbank ve ilk Uluslararası Atatürk Havalimanı’nı sınırları içerisinde barındıran Bakırköy’ün İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda Avrupa Yakası'nın merkezi olarak tanımlandığını belirtti. Boğazın hemen kıyısında deniz, kara, raylı sistemler, hava ulaşım aktarımlarının ortasındaki konumuyla kesintisiz bir ulaşım ağına sahip Bakırköy’ün, tarihsel geçmişi ve konumuyla bölgedeki birçok ilçeden eğitim, sağlık, alışveriş, kamusal, sosyal ve kültürel gereksinimleri karşılamak üzere sürekli ziyaret edilen bir ilçe olduğunu da söyledi. Bölgenin ticaret ve kültür merkezi olması sebebiyle de Bakırköy’ün çok değerli olduğunu ancak son 20 yıldır yoğun bir baskı ve rant kuşatması altında olduğunu, sahilleri, kamusal alanları, hastaneleri, ortak yaşam alanları, kültürel ve tarihi miraslarıyla sermayeye rant odaklarına pazarlandığını söyleyen Fazlıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti. KARARLAR KAPALI KAPILAR ARDINDA ALINIYOR Bakırköy'le ilgili kararlar kapalı kapılar ardında özel yerlerde alınıyor. Bakırköy’de kentleşme politikalarında bilimden ve hukuktan yana olmayan birçok uygulama hayata geçirilmiştir. Bu kararların arkasında AKP'nin kentleşme politikaları yapmaktadır. Bu kararların arkasında ‘biz bu kente ihanet ettik’ diyen anlayış yatmaktadır. Bu politikalara kısaca değinmek istiyorum. Ülkemizde AKP iktidarları döneminde kentsel alanlar sermaye üretim aracı olarak belirlenmiş ve kentsel rantı kamu önceliğinin yerini alan politikalar hayata geçirilmiştir. Var olan kentsel düzen içinde sermaye sınıfları ile işbirliği içinde, ülke gelirindeki kentsel ve kırsal alanlarda her türlü yapılaşmanın önünü açan birçok düzenleme getirilmiştir. Bir kısım kent merkezlerinde olan eski gecekondu bölgeleri sanayi, askeri alanlara el koyma yoluyla kent toprakları üzerinden emlak rantı sağlanmasının kaynağı olmuştur. Rant odaklı kentsel dönüşüm projeleri yoluyla, ağırlıklı olarak alt gelir gruplarının yaşadığı kent toprakları ayrıcalıklı imar hakları ile yeniden yapılanmaya açılmış, bu olanlarda yaşayanlar ise kentin çeperlerine gitmeye zorlanarak toplumsal yaşamdan dışlanmışlardır. Sulukule, Ayazma, Halkalı, Tarlabaşı. Hemen yanımızdaki Zeytinburnu'nda yaklaşık 60 dönüm karpuz ve sebze hali vardı. 2004 yılında rezerv alan olarak ayrılmıştır. Kiptaş oraya konut yapmıştır. Dönemin İBB’li tüm yöneticilerinin ve AKP'nin bir takım kadrolarının orada evleri vardır. Dönüşme alanı olarak yapılan o alanda bugün milyon dolara daireler satılmaktadır. Kamu alanına, kamu malına, İstanbul halkına ait olan bir alana çökmenin en bariz örneği hemen yanımızda Zeytinburnu'ndadır. Kentleşme süreçlerinin yeniden yapılandırılması, kentsel dönüşüm uygulamaları ile anayasamızla koruma altında alınan sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam ve mülkiyet hakları yok sayılmıştır. Milat olarak kabul edilen Marmara depreminden bugüne kadar kentlerimiz afetlere karşı yeterince hazırlanmadığı gibi, Bakanlık ve TOKİ tarafından yürütülen dönüşüm amaçlı proje ve uygulamalar, bilime ve planlama ilkelerine uymadığı, kamu yararına aykırı, rant amaçlı uygulamaların da önünü açmıştır. Çıkartılan imar hakları ile her biri kent ve çevre suçu olan büyük ölçekli rant projelerinin yasallaşmasının önü açılmıştır. İMAR BARIŞI KAÇAK YAPILAŞMAYA TEŞVİK ETMİŞTİR İmar barışı yoluyla oy kazanmak amacıyla yurttaşların can ve mal mal güvenliği tehlikeye atılmış, kaçak yapılaşma teşvik edilmiştir. Bu politikalar sonucu AKP iktidarları tarafından ne kentlerimizde ne de kırsal alanlarda bütüncül bir yaklaşımla afet riskini azaltılması, gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanabilir bir yapı çevre bırakmayı hedefleyecek hiçbir gerçekçi proje üretilememiştir. Siyasi iktidarın kentleşme politikalarının ilçemize yansımalarına baktığımızda çok sayıda kent suçu niteliğindeki rant projeleri karşımıza çıkıyor. Kamusal alanlarımız, sahillerimiz, askeri alanlarımız, yeşil alanlarımız, dere yataklarımız, özel mülkiyeteki sanayi alanları buralarda Bakanlık tarafından yapılan ayrıcalıklı imar haklarıyla üretilen projelerle yağma ve rantın büyüklüğünü hep birlikte görüyoruz. Örneğin Ataköy 412.000 m² bir alan. Doğal bir kıyı, plaj olarak kullanılan, üzerinde kampingide olan kamusal olarak kullandığımız bir alan. 2001 yılında Toki'ye devrediliyor. Önce iki parsele ayrılıyor. Sonra bir beş parsel daha oluyor. Burada altı kez satış yapılıyor arkadaşlar. Satışlar iptal ediliyor, bir daha yapılıyor. Bir daha iptal ediliyor. Müteahhitler aranıyor ve kapalı kapılar ardında bunlar kurtarılıyor. Bakırköy halkı, siviller toplum kuruluşu üyeleri, meslek odaları, siyasi partileri bir de yürüyüşler, eylemler, basın açıklamaları yapıyor, davalar açılıyor. Kazanılan davalar var. Kıyı Kenar Çizgisi davası var. Kıyı Kenar Çizgisi tespit davası sonucunda o kıyıdaki tüm yapıların hepsi kıyı kenar çizgisinin dışında şu an hepsi hukuk dışı yapılardır. Yaklaşık 60 dönüm olan Baruthane binasının olduğu alana da 49 yıllığına kiralama yöntemiyle bir sözleşme yapılmıştır. Bundan dolayı da hukuki olarak bu alan kazanılıyor. Kuzu Grubun yaptığı SeaPearl’ün orada hastane olan yerin ruhsatında bir ibadethane vardır. 915 m² bir mescit alanı vardır. Ama mescit para getirmiyor. Plan tadil yapıyorlar ve 33.600 m²'lik hastane alanını oraya koyuyorlar. Dati’nin 140.000 m² deniz dolgu alanı olan toplam 210.000 m² raporu var. Yüzyıllardır kamusal bir alan olan Bakırköy Ataköy sahilleri AKP'nin uyguladığı bu imar haklarıyla birilerine peşkeş çekilirken Bakırköy ve Ataköy'ün önünde bir sur gibi halkın hem kent ilişkisini, hem de sahil ilişkisini kesiyor. Sümerbank’ın 2000 yıllık geçmişi var. Çırpıcı Şehir Parkı’nın olduğu yer. Roma yolu, İmparatorlar Yolu, Altın Kapı, İstanbul Caddesi.Oralar imparatorların taç giyme, orduyu karşılama, hazırlayıp kentte sokma alanlarıdır. Saray kalıntıları vardır. Osmanlı'nın son dönemine kadar var olan, Cumhuriyet döneminde onarılıp modernleştirilen ve yaklaşık 2000 yılına kadar hizmet veren Sümerbank, 2004 yılında 44 milyon dolara satılıyor. Orada 240 konut var. İki tane de rezidans esaslı otel var. Yani %10 diyebileceğimiz bir orandaki sermaye grubuna peşkeş çekiliyor. Florya Polis Akademisi, İTÜ arazisi. Bunları AKP iktidarındaki bakanlık  yapıyor. Bunlarla ilgili açılmış davalarımız var. Galatasaray tesisleri gene aynı şekilde bakanlığın yaptığı ayrıca imar haklarıyla gidiyor. Bütün bu kamusal alanlar, yeşil alanlarımız gene AKP iktidarlarının uyguladığı bu projelerle yok oluyor. Dere yataklarımız. Ayamama Vadi’sinde 2009 yılında 31 vatandaşımız yaşam öldü. Islah edilmesi gerekirken o tarihten sonra yine rant odaklı birçok proje yapıldı. Şu an Büyükşehir Belediye Başkanımızın devreye girmesiyle Yaşam Vadisi devam ediyor. Birinci kısmı bitti. Çalışması devam ediyor. Özel mülkiyeteki sanayi yapılarına örnek olarak da  Ağoğlu 46. Buranın imarını da ruhsatını da bakanlık vermiştir. Gene orada bir sanayi tesisinin bakanlık tarafından özel imar izniyle ruhsatlandığını ve ayrıcalıklı imar hakkı talepleri olduğunu biliyoruz. E5 hattı değerli arkadaşlar. Bunların suçlusu Bakırköy Belediyesi veya bizden önceki arkadaşlarımız değil. Bakırköy’ü kuşatan bütün bu projeler AKP iktidarının hem yerel hem de genel yönetiminde yaptıkları ayrıcalıklı imar haklarıyla yapılan projelerdir. Üretilen bu ranttan Bakırköy ve İstanbul kendi hakkını alsaydı, işte o bahsettiğimiz dönüşümleri çok daha rahat yerine getirebilirdiniz. ASIL AMAÇ HAVALİMANI ALANINA KÜLLİYE YAPMAKTIR Atatürk Havalimanı 2018 yılında dünyanın en iyi 3. havalimanı seçiliyor. Koronavirüs sürecinde Sahra Hastanesi yapılmak üzere pistler kırılıyor. Şu an Cerrahpaşa Hastanesi hizmet vermeye çalışıyor. Biliyoruz ve araştırıyoruz ki bütün bunlar gerekçe değil. Esas orada bir külliye yapılıyor. Ulaşabildiğimiz kadarıyla orada bir külliye projesi var ve esas yapılan hazırlık budur. Ona bağlı millet bahçeleri var. Bunlar ideolojik projeler. Yani AKP iktidarlarının cumhuriyetin tüm kazanımlarını bir taraftan yok etme çalışması varken, diğer taraftan daha önemlisi Atatürk'ün mekansal izlerini yok etme çalışması var. Osmanlı saraylarının yerini Cumhuriyetle birlikte halkın bu bahçeleri alıyor. Cumhuriyetle birlikte kentlerde Taksim Gezi Parkı, Ankara Gençlik Parkı gibi halkın bir araya gelebileceği, sosyalleşebileceği, konuşabileceği halk bahçeleri oluştu. Bugün ise AKP ideolojik olarak bu milliyet bahçelerini farklı bir dönüşümün altyapısı olarak kullanmaktadır. Bunları ayrıca tartışabiliriz. SSK Yenimahalle Doğum Evi. Yıllardır kamu hizmeti veren hastanemiz 2014 yılında yine özel plan yapılarak kıymetli arsa üstüne çıkartılıyor ve satışı gerçekleşiyor. Koru Florya SSK arazisidir, mahkemesi devam etmektedir. Aynı yöntemle el değiştirilerek imar planı yapılıp satışı gerçekleştiriliyor. Bakırköy halkı kamu sağlığından mahrum ediliyor. Bu aslında AKP iktidarının kamu sağlığı hastanelerini yok edeceksin, her mahalleye, her ilçeye özel sağlık testleri yapacaksın, vatandaşı bu sağlık ve ekonomik sarmalının içine sokacaksın diyerek yaptığı sağlıkta dönüşüm politikasıdır. Bakırköy Ruh Sallığı Hastanesi'nden bahsetmeden geçsem olmaz. 1 milyon metrekare alana 2017 yılında Çevre Hastanesi yapmak için plan yapılıyor. Kamu özel işbirliği ile 2 milyon metrekare inşaat yapılabilirdi o alana. Mahkemeye verdik. Basın açıklamaları, yürüyüşler, paneller yaptık, imzalar topladık. Sonuç olarak mahkemede iptal etti. 99 depreminden bu yana Bakırköy’ün ayrıcalıklı imar planları ve rant projeleriyle kuşatıldığını görüyoruz. Bu süreç hem merkezi iktidarın, hem de İBB’nin büyük ihtimalle AKP'de olduğu dönemdir. Kentsel dönüşümü ile ilgili ilçemizde yaşayanları biz nebze olsun rahatlatacak, bu kenti geleceğe taşıyacak planlama sözleşeleri ile ilgili doğru dürüst bir çalışma yapıldığını buradan paylaşmak. BAKIRKÖY İÇİN YAPILAN PLANLARIN AYRINTILARINDAN BAHSETTİ Konuşmasının devamında Bakırköy'ün planlama süreçleriyle ilgili de bilgi veren Mustafa Fazlıoğlu, Bakırköy'ün tam bir planının olmadığını, 1926’dan günümüze yap boz şeklide yapılan planlarla 1999’a gelindiğini ve İstanbul depreminin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra 2009 yılında 1/100 bin İstanbul Çevre Düzeni Planına mikro bölgeleme etütleri yapıldığını söyledi. Plan bazlı bir çalışmanın 99 depreminden 10 yıl sonra 1/100 binlik plana işlendiğini ve 2017 Mart ayında bu gün konuşulan 5 binlik planların büyükşehire başkanlık oluru ile sunulduğunu aynı mart içerisinde meclise gittiğini ve yine Mart 2017'de planın iade edilerek kurum görüşleri istendiğini söyleyen Fazlıoğlu,  “Çalışmalara başlanıyor ve ta ki 11 Kasım 2022'ye kadar sürüyor” dedi. Aradan geçen 5 yılda birinci planın üzerinden çalışmalar geldiğini belirterek devam eden Mustafa Fazlıoğlu, “2022 planı hepiniz bildiğiniz gibi 4 parsel yani Demiryolu kuzeyinde ayrı kısımda bulunan yerlerde 4 parsel halinde 2000 m 4 parsel 2000 m artı bir kat getiriyor. Demiryolu güneyi ise çatı katı bağımsız çözümde bu plan.Bu plana itirazlar var. Çalışmalar başlıyor ve meclis bir kısmını iptal ediyor. 12. ay 2023'te revizyon planı olarak tekrar gündeme geliyor. Bu sefer iki parsel 1.000 m² artı bir kat. Demiryolu Güneyi'nde de iki parsel 1.000 m² artı bir kat olarak 2. revizyon onaylanıyor. Bu da tabii halkın taleplerini yerine getiremiyor. Bizim iktidarımızdaki 2024’ün 7. ayında 3. revize planda Büyükşehir'den çıkıyor. Burada Demiryolu Kuzeyi parsel bazlı artı bir kat. Demiryolu Güneyi de çatı katı bağımsız. Tabii bütün planlarda Site ve Kooperatifleri artı bir kat var.” diyerek devam etti. 2021 yönetim döneminde Büyükşehir Belediyesi'nde meclis çoğunluğu Ak Partide ama iktidar biziz. Nitekim meclisten bizim planlarımız reddediliyor. Yönetime gelen Sosyal Demokrat başkanımız Ekrem İmamoğlu, kentsel dönüşüm veya planlama süreçlerinde olması gereken katılımcılık ve şeffaflığın gereğini yerine getiriyor. Hangi mahallede veya hangi ilçede plan yapılacaksa oradaki toplumun farklı kesimlerini, siviller toplum örgütlerini, meslek odalarını, muhtarları, halkı da bu sürece dahil etme, onların da bilgilerini almak üzere bir seri toplantı yapıyor. 8- 9- 10 Mart 2021 tarihinde muhtarlarımız ile toplantı yapılıyor. 23 Mart'ta kendi iç brimleri ile toplantılar yapılıyor. 26 Mart'ta benimde başkanlığını yaptığım TMMOB bileşenleriyle toplanıyor, halk toplantıları, anketlerle de süreci yürütüyor ve Bakırköy'de yaşayan bizleri, meslek odalarını ve halkı plana ortak ediyor. Sonuç olarak Demiryolunun kuzeyine artı bir kat, güneyde çatı arası bağımsız ama buna ilave ayrık nizamlarda çıkmalar yok. Artık %40'ın zemine oturumu söz konusu. Ve binlik planlardan beklentimiz bu yönde. Yangın merdiveninin 14 m²'si bu oturumun dışında. Müktesep haklar ve artı 1 katın birlikte kullanılması talebimiz var. Demir yolu güneyinde iki parselin teyit edilmesi durumunda artı bir katın yapılması ama çatı piyesinin tam kata tamamlanması talebimiz var. Demiryolu kuzeyinde Filiz Sokak ve çevresinde çatı katının tam kat olması, müktesebi 4 olan artı 1 kat, 5 olanın da artı 1 kat çatı katı piyesi yapılmaması konusunda talebimiz var. Demiryolu kuzeyinde ada bazlı ve 3000 metreyi sağlaması durumunda artı 10 ilave inşaat artışı verilmesi konusunda da binlik planlardan beklentimiz var. Mustafa Fazlıoğlu, konuşmasının sonunda,  7-8 yıldır süren ve kendilerinin de dahil olduğu son bir yıldır yapılan planlama süreçlerinin bilimsel, şehircilik ve planlama ilkelerine uygun, kamu yararını gözeten, afet riskini azaltmayı hedefleyen, Bakırköy'ün tarihi mekanlarını koruyan, gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre bırakmayı hedefleyen gerçekçi bir plan olduğunu hem sizlerle hem de halkımızla paylaşmak istedim” diyerek konuşmasını tamamladı.
Bakırköy Belediye Meclis toplantısın mart ayı ilk birleşiminde gündem dışı söz alan CHP’li Meclis Üyesi Mustafa Fazlıoğlu, Bakırköy'deki kentleşme politikalarını, bunların ilçeye getirdiklerini ve hazırlanan binlik planlarla ilgili gündem dışı söz aldı. Merkez mahallelerin kuzeyi ve güneyi ile ilgili +1 katı içeren taleplerinin detayını anlatan Fazlıoğlu, ayrıca demiryolunun kuzeyine adabazlı dönüşümde 3000 metreyi sağlaması durumunda artı yüzde 10 ilave inşaat artışı verilmesi konusunda da bir beklentileri olduğunu ifade etti.

Bakırköy Belediye meclisi mart ayı ilk birleşiminde gündem dışı söz alan geçmiş dönem TMMOB Mimarlar Odası Bakırköy Temsilcilik Başkanı olan CHPli Meclis Üyesi Mustafa Fazlıoğlu, Bakırköy’ün 2000 yıllık geçmişiyle Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini yaşadığını, zengin bir kültür mirasına sahip, farklı kültürlere ev sahipliği yapmış, Türk, Ermeni, Yahudi ve Ermenilerin barış içinde yaşadığı bir ilçe olduğunu vurguladı.

İlk modern şehir projesi Ataköy, Hipodrum, Bakırköy Rus Hastalıkları Hastanesi, Atatürk Köşkü, ilk AVM Galeriası, ilk modern tekstil fabrikası Sümerbank ve ilk Uluslararası Atatürk Havalimanı’nı sınırları içerisinde barındıran Bakırköy’ün İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda Avrupa Yakası'nın merkezi olarak tanımlandığını belirtti.

Boğazın hemen kıyısında deniz, kara, raylı sistemler, hava ulaşım aktarımlarının ortasındaki konumuyla kesintisiz bir ulaşım ağına sahip Bakırköy’ün, tarihsel geçmişi ve konumuyla bölgedeki birçok ilçeden eğitim, sağlık, alışveriş, kamusal, sosyal ve kültürel gereksinimleri karşılamak üzere sürekli ziyaret edilen bir ilçe olduğunu da söyledi.

Bölgenin ticaret ve kültür merkezi olması sebebiyle de Bakırköy’ün çok değerli olduğunu ancak son 20 yıldır yoğun bir baskı ve rant kuşatması altında olduğunu, sahilleri, kamusal alanları, hastaneleri, ortak yaşam alanları, kültürel ve tarihi miraslarıyla sermayeye rant odaklarına pazarlandığını söyleyen Fazlıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti.

KARARLAR KAPALI KAPILAR ARDINDA ALINIYOR

Bakırköy'le ilgili kararlar kapalı kapılar ardında özel yerlerde alınıyor. Bakırköy’de kentleşme politikalarında bilimden ve hukuktan yana olmayan birçok uygulama hayata geçirilmiştir. Bu kararların arkasında AKP'nin kentleşme politikaları yapmaktadır.

Bu kararların arkasında ‘biz bu kente ihanet ettik’ diyen anlayış yatmaktadır. Bu politikalara kısaca değinmek istiyorum. Ülkemizde AKP iktidarları döneminde kentsel alanlar sermaye üretim aracı olarak belirlenmiş ve kentsel rantı kamu önceliğinin yerini alan politikalar hayata geçirilmiştir.

Var olan kentsel düzen içinde sermaye sınıfları ile işbirliği içinde, ülke gelirindeki kentsel ve kırsal alanlarda her türlü yapılaşmanın önünü açan birçok düzenleme getirilmiştir.

Bir kısım kent merkezlerinde olan eski gecekondu bölgeleri sanayi, askeri alanlara el koyma yoluyla kent toprakları üzerinden emlak rantı sağlanmasının kaynağı olmuştur.

Rant odaklı kentsel dönüşüm projeleri yoluyla, ağırlıklı olarak alt gelir gruplarının yaşadığı kent toprakları ayrıcalıklı imar hakları ile yeniden yapılanmaya açılmış, bu olanlarda yaşayanlar ise kentin çeperlerine gitmeye zorlanarak toplumsal yaşamdan dışlanmışlardır. Sulukule, Ayazma, Halkalı, Tarlabaşı. Hemen yanımızdaki Zeytinburnu'nda yaklaşık 60 dönüm karpuz ve sebze hali vardı. 2004 yılında rezerv alan olarak ayrılmıştır. Kiptaş oraya konut yapmıştır. Dönemin İBB’li tüm yöneticilerinin ve AKP'nin bir takım kadrolarının orada evleri vardır. Dönüşme alanı olarak yapılan o alanda bugün milyon dolara daireler satılmaktadır.

Kamu alanına, kamu malına, İstanbul halkına ait olan bir alana çökmenin en bariz örneği hemen yanımızda Zeytinburnu'ndadır. Kentleşme süreçlerinin yeniden yapılandırılması, kentsel dönüşüm uygulamaları ile anayasamızla koruma altında alınan sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam ve mülkiyet hakları yok sayılmıştır.

Milat olarak kabul edilen Marmara depreminden bugüne kadar kentlerimiz afetlere karşı yeterince hazırlanmadığı gibi, Bakanlık ve TOKİ tarafından yürütülen dönüşüm amaçlı proje ve uygulamalar, bilime ve planlama ilkelerine uymadığı, kamu yararına aykırı, rant amaçlı uygulamaların da önünü açmıştır. Çıkartılan imar hakları ile her biri kent ve çevre suçu olan büyük ölçekli rant projelerinin yasallaşmasının önü açılmıştır.

İMAR BARIŞI KAÇAK YAPILAŞMAYA TEŞVİK ETMİŞTİR

İmar barışı yoluyla oy kazanmak amacıyla yurttaşların can ve mal mal güvenliği tehlikeye atılmış, kaçak yapılaşma teşvik edilmiştir. Bu politikalar sonucu AKP iktidarları tarafından ne kentlerimizde ne de kırsal alanlarda bütüncül bir yaklaşımla afet riskini azaltılması, gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanabilir bir yapı çevre bırakmayı hedefleyecek hiçbir gerçekçi proje üretilememiştir.

Siyasi iktidarın kentleşme politikalarının ilçemize yansımalarına baktığımızda çok sayıda kent suçu niteliğindeki rant projeleri karşımıza çıkıyor. Kamusal alanlarımız, sahillerimiz, askeri alanlarımız, yeşil alanlarımız, dere yataklarımız, özel mülkiyeteki sanayi alanları buralarda Bakanlık tarafından yapılan ayrıcalıklı imar haklarıyla üretilen projelerle yağma ve rantın büyüklüğünü hep birlikte görüyoruz. Örneğin Ataköy 412.000 m² bir alan. Doğal bir kıyı, plaj olarak kullanılan, üzerinde kampingide olan kamusal olarak kullandığımız bir alan. 2001 yılında Toki'ye devrediliyor. Önce iki parsele ayrılıyor. Sonra bir beş parsel daha oluyor. Burada altı kez satış yapılıyor arkadaşlar. Satışlar iptal ediliyor, bir daha yapılıyor. Bir daha iptal ediliyor. Müteahhitler aranıyor ve kapalı kapılar ardında bunlar kurtarılıyor.

Bakırköy halkı, siviller toplum kuruluşu üyeleri, meslek odaları, siyasi partileri bir de yürüyüşler, eylemler, basın açıklamaları yapıyor, davalar açılıyor. Kazanılan davalar var. Kıyı Kenar Çizgisi davası var. Kıyı Kenar Çizgisi tespit davası sonucunda o kıyıdaki tüm yapıların hepsi kıyı kenar çizgisinin dışında şu an hepsi hukuk dışı yapılardır.

Yaklaşık 60 dönüm olan Baruthane binasının olduğu alana da 49 yıllığına kiralama yöntemiyle bir sözleşme yapılmıştır. Bundan dolayı da hukuki olarak bu alan kazanılıyor. Kuzu Grubun yaptığı SeaPearl’ün orada hastane olan yerin ruhsatında bir ibadethane vardır. 915 m² bir mescit alanı vardır. Ama mescit para getirmiyor. Plan tadil yapıyorlar ve 33.600 m²'lik hastane alanını oraya koyuyorlar.

Dati’nin 140.000 m² deniz dolgu alanı olan toplam 210.000 m² raporu var. Yüzyıllardır kamusal bir alan olan Bakırköy Ataköy sahilleri AKP'nin uyguladığı bu imar haklarıyla birilerine peşkeş çekilirken Bakırköy ve Ataköy'ün önünde bir sur gibi halkın hem kent ilişkisini, hem de sahil ilişkisini kesiyor.

Sümerbank’ın 2000 yıllık geçmişi var. Çırpıcı Şehir Parkı’nın olduğu yer. Roma yolu, İmparatorlar Yolu, Altın Kapı, İstanbul Caddesi.Oralar imparatorların taç giyme, orduyu karşılama, hazırlayıp kentte sokma alanlarıdır. Saray kalıntıları vardır. Osmanlı'nın son dönemine kadar var olan, Cumhuriyet döneminde onarılıp modernleştirilen ve yaklaşık 2000 yılına kadar hizmet veren Sümerbank, 2004 yılında 44 milyon dolara satılıyor. Orada 240 konut var. İki tane de rezidans esaslı otel var. Yani %10 diyebileceğimiz bir orandaki sermaye grubuna peşkeş çekiliyor.

Florya Polis Akademisi, İTÜ arazisi. Bunları AKP iktidarındaki bakanlık  yapıyor. Bunlarla ilgili açılmış davalarımız var. Galatasaray tesisleri gene aynı şekilde bakanlığın yaptığı ayrıca imar haklarıyla gidiyor. Bütün bu kamusal alanlar, yeşil alanlarımız gene AKP iktidarlarının uyguladığı bu projelerle yok oluyor.

Dere yataklarımız. Ayamama Vadi’sinde 2009 yılında 31 vatandaşımız yaşam öldü. Islah edilmesi gerekirken o tarihten sonra yine rant odaklı birçok proje yapıldı. Şu an Büyükşehir Belediye Başkanımızın devreye girmesiyle Yaşam Vadisi devam ediyor. Birinci kısmı bitti. Çalışması devam ediyor.

Özel mülkiyeteki sanayi yapılarına örnek olarak da  Ağoğlu 46. Buranın imarını da ruhsatını da bakanlık vermiştir. Gene orada bir sanayi tesisinin bakanlık tarafından özel imar izniyle ruhsatlandığını ve ayrıcalıklı imar hakkı talepleri olduğunu biliyoruz.

E5 hattı değerli arkadaşlar. Bunların suçlusu Bakırköy Belediyesi veya bizden önceki arkadaşlarımız değil. Bakırköy’ü kuşatan bütün bu projeler AKP iktidarının hem yerel hem de genel yönetiminde yaptıkları ayrıcalıklı imar haklarıyla yapılan projelerdir. Üretilen bu ranttan Bakırköy ve İstanbul kendi hakkını alsaydı, işte o bahsettiğimiz dönüşümleri çok daha rahat yerine getirebilirdiniz.

ASIL AMAÇ HAVALİMANI ALANINA KÜLLİYE YAPMAKTIR

Atatürk Havalimanı 2018 yılında dünyanın en iyi 3. havalimanı seçiliyor. Koronavirüs sürecinde Sahra Hastanesi yapılmak üzere pistler kırılıyor. Şu an Cerrahpaşa Hastanesi hizmet vermeye çalışıyor. Biliyoruz ve araştırıyoruz ki bütün bunlar gerekçe değil. Esas orada bir külliye yapılıyor. Ulaşabildiğimiz kadarıyla orada bir külliye projesi var ve esas yapılan hazırlık budur.

Ona bağlı millet bahçeleri var. Bunlar ideolojik projeler. Yani AKP iktidarlarının cumhuriyetin tüm kazanımlarını bir taraftan yok etme çalışması varken, diğer taraftan daha önemlisi Atatürk'ün mekansal izlerini yok etme çalışması var. Osmanlı saraylarının yerini Cumhuriyetle birlikte halkın bu bahçeleri alıyor.

Cumhuriyetle birlikte kentlerde Taksim Gezi Parkı, Ankara Gençlik Parkı gibi halkın bir araya gelebileceği, sosyalleşebileceği, konuşabileceği halk bahçeleri oluştu. Bugün ise AKP ideolojik olarak bu milliyet bahçelerini farklı bir dönüşümün altyapısı olarak kullanmaktadır. Bunları ayrıca tartışabiliriz.

SSK Yenimahalle Doğum Evi. Yıllardır kamu hizmeti veren hastanemiz 2014 yılında yine özel plan yapılarak kıymetli arsa üstüne çıkartılıyor ve satışı gerçekleşiyor. Koru Florya SSK arazisidir, mahkemesi devam etmektedir. Aynı yöntemle el değiştirilerek imar planı yapılıp satışı gerçekleştiriliyor. Bakırköy halkı kamu sağlığından mahrum ediliyor. Bu aslında AKP iktidarının kamu sağlığı hastanelerini yok edeceksin, her mahalleye, her ilçeye özel sağlık testleri yapacaksın, vatandaşı bu sağlık ve ekonomik sarmalının içine sokacaksın diyerek yaptığı sağlıkta dönüşüm politikasıdır.

Bakırköy Ruh Sallığı Hastanesi'nden bahsetmeden geçsem olmaz. 1 milyon metrekare alana 2017 yılında Çevre Hastanesi yapmak için plan yapılıyor. Kamu özel işbirliği ile 2 milyon metrekare inşaat yapılabilirdi o alana. Mahkemeye verdik. Basın açıklamaları, yürüyüşler, paneller yaptık, imzalar topladık. Sonuç olarak mahkemede iptal etti.

99 depreminden bu yana Bakırköy’ün ayrıcalıklı imar planları ve rant projeleriyle kuşatıldığını görüyoruz. Bu süreç hem merkezi iktidarın, hem de İBB’nin büyük ihtimalle AKP'de olduğu dönemdir.

Kentsel dönüşümü ile ilgili ilçemizde yaşayanları biz nebze olsun rahatlatacak, bu kenti geleceğe taşıyacak planlama sözleşeleri ile ilgili doğru dürüst bir çalışma yapıldığını buradan paylaşmak.

BAKIRKÖY İÇİN YAPILAN PLANLARIN AYRINTILARINDAN BAHSETTİ

Konuşmasının devamında Bakırköy'ün planlama süreçleriyle ilgili de bilgi veren Mustafa Fazlıoğlu, Bakırköy'ün tam bir planının olmadığını, 1926’dan günümüze yap boz şeklide yapılan planlarla 1999’a gelindiğini ve İstanbul depreminin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra 2009 yılında 1/100 bin İstanbul Çevre Düzeni Planına mikro bölgeleme etütleri yapıldığını söyledi.

Plan bazlı bir çalışmanın 99 depreminden 10 yıl sonra 1/100 binlik plana işlendiğini ve 2017 Mart ayında bu gün konuşulan 5 binlik planların büyükşehire başkanlık oluru ile sunulduğunu aynı mart içerisinde meclise gittiğini ve yine Mart 2017'de planın iade edilerek kurum görüşleri istendiğini söyleyen Fazlıoğlu,  “Çalışmalara başlanıyor ve ta ki 11 Kasım 2022'ye kadar sürüyor” dedi.

Aradan geçen 5 yılda birinci planın üzerinden çalışmalar geldiğini belirterek devam eden Mustafa Fazlıoğlu, “2022 planı hepiniz bildiğiniz gibi 4 parsel yani Demiryolu kuzeyinde ayrı kısımda bulunan yerlerde 4 parsel halinde 2000 m 4 parsel 2000 m artı bir kat getiriyor. Demiryolu güneyi ise çatı katı bağımsız çözümde bu plan.Bu plana itirazlar var. Çalışmalar başlıyor ve meclis bir kısmını iptal ediyor. 12. ay 2023'te revizyon planı olarak tekrar gündeme geliyor. Bu sefer iki parsel 1.000 m² artı bir kat. Demiryolu Güneyi'nde de iki parsel 1.000 m² artı bir kat olarak 2. revizyon onaylanıyor. Bu da tabii halkın taleplerini yerine getiremiyor. Bizim iktidarımızdaki 2024’ün 7. ayında 3. revize planda Büyükşehir'den çıkıyor. Burada Demiryolu Kuzeyi parsel bazlı artı bir kat. Demiryolu Güneyi de çatı katı bağımsız. Tabii bütün planlarda Site ve Kooperatifleri artı bir kat var.” diyerek devam etti.

2021 yönetim döneminde Büyükşehir Belediyesi'nde meclis çoğunluğu Ak Partide ama iktidar biziz. Nitekim meclisten bizim planlarımız reddediliyor. Yönetime gelen Sosyal Demokrat başkanımız Ekrem İmamoğlu, kentsel dönüşüm veya planlama süreçlerinde olması gereken katılımcılık ve şeffaflığın gereğini yerine getiriyor.

Hangi mahallede veya hangi ilçede plan yapılacaksa oradaki toplumun farklı kesimlerini, siviller toplum örgütlerini, meslek odalarını, muhtarları, halkı da bu sürece dahil etme, onların da bilgilerini almak üzere bir seri toplantı yapıyor. 8- 9- 10 Mart 2021 tarihinde muhtarlarımız ile toplantı yapılıyor. 23 Mart'ta kendi iç brimleri ile toplantılar yapılıyor. 26 Mart'ta benimde başkanlığını yaptığım TMMOB bileşenleriyle toplanıyor, halk toplantıları, anketlerle de süreci yürütüyor ve Bakırköy'de yaşayan bizleri, meslek odalarını ve halkı plana ortak ediyor.

Sonuç olarak Demiryolunun kuzeyine artı bir kat, güneyde çatı arası bağımsız ama buna ilave ayrık nizamlarda çıkmalar yok. Artık %40'ın zemine oturumu söz konusu. Ve binlik planlardan beklentimiz bu yönde. Yangın merdiveninin 14 m²'si bu oturumun dışında. Müktesep haklar ve artı 1 katın birlikte kullanılması talebimiz var.

Demir yolu güneyinde iki parselin teyit edilmesi durumunda artı bir katın yapılması ama çatı piyesinin tam kata tamamlanması talebimiz var. Demiryolu kuzeyinde Filiz Sokak ve çevresinde çatı katının tam kat olması, müktesebi 4 olan artı 1 kat, 5 olanın da artı 1 kat çatı katı piyesi yapılmaması konusunda talebimiz var. Demiryolu kuzeyinde ada bazlı ve 3000 metreyi sağlaması durumunda artı 10 ilave inşaat artışı verilmesi konusunda da binlik planlardan beklentimiz var.

Mustafa Fazlıoğlu, konuşmasının sonunda,  7-8 yıldır süren ve kendilerinin de dahil olduğu son bir yıldır yapılan planlama süreçlerinin bilimsel, şehircilik ve planlama ilkelerine uygun, kamu yararını gözeten, afet riskini azaltmayı hedefleyen, Bakırköy'ün tarihi mekanlarını koruyan, gelecek nesillere sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre bırakmayı hedefleyen gerçekçi bir plan olduğunu hem sizlerle hem de halkımızla paylaşmak istedim” diyerek konuşmasını tamamladı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.