YENİ EMLAK VERGİSİ SİSTEMİ SESSİZ MÜLKSÜZLEŞTİRME Mİ?

Son dönemde kamuoyunda giderek artan bir tartışma görüyorum.  2026–2029 yılları arasında emlak vergilerinin mevcut oranlarının 25 ila 50 kata kadar artırılacağı konuşuluyor.

Resmî açıklamaya  henüz rastlamadım ancak iyi bir gelir kapısı olduğu için gerçekleşmesi çok muhtemel.

Mevcut sisteme baktım, konutlar için emlak vergisi oranı büyükşehirlerde binde 2 seviyesinde. Yani 5 milyon TL’lik bir konutun vergisi 10.000 TL civarında. Oysa OECD ortalamasında emlak vergilerinin GSYİH içindeki payı %2’lere yaklaşırken, Türkiye’de bu oran sadece %0,3  olduğunu gördüm.

Devletin vergi gelirlerini artırmak adına “gizli rezerv”  bulmuş Sayın Şimşek diye düşündüm.

Böylece, vergilendirmenin dayanağı olan rayiç değerler de değişiyor.

2025’te başlatılan değer haritası çalışmaları,

tapu harcı,

gelir vergisi,

değer artış kazancı,

miras ve intikal vergisi gibi çok sayıda vergi türünün yeni rayiç değerler üzerinden hesaplanacağını gösteriyor.

Bu da vergi yükünün sadece yıllık emlak vergisiyle sınırlı kalmayacağını, gayrimenkulün her işleminde katlanacağı anlamını taşıyor.

Bizi çok büyük bir vergi yükü bekliyor.

Özellikle birden fazla konutu olanlar, artık yatırımcı gibi vergilendirilecek. İkinci ve üçüncü konutlara yüksek oranlı vergiler, mülklerin elden çıkarılmasına neden olabilir. Yüksek enflasyon ortamında “güvenli liman” olarak görülen konut, orta gelir grubu için artık bir mali yük hâline gelebilir.

Ancak, zengin daha zengin olur.

Çünkü  Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYO’lar) emlâk vergisinden ve kurumlar vergisinden muaftır.

Eğer bir GYO kurarsanız, çok sayıda mülkü elinizde tutarken, yeni sistemden neredeyse hiç etkilenmezsiniz.

Nasıl fikir?

Konuyu araştırırken Dünya Ekonomik Forumu’nun “2030’da hiçbir şeye sahip olmayacaksınız ama mutlu olacaksınız” vizyonunu okudum.

Aman aman!  bireysel mülkiyetten kurumsal mülkiyete geçişin ideolojik temelini de küresel sistem tüm dünya için hazırlamış. Biz de hemen uygulamaya almışız.

Bir miktar Orta Sınıf kaldıysa da bu uygulamadan sonra yok olur.

Konut sahibi olmak, bizim için bir güvenceydi artık büyük sermaye çevrelerinin oyunu olacak sanırım.

Kısaca;

•    Tek maaşla alınmış ikinci bir konutu olan orta gelirliyi doğrudan hedef alıyor.

•    “Kirası borcuna yetmeyen evini satmak zorunda kalanlar” döneminden, şimdi “vergisi maaşına yük olan evini satanlar” dönemine geçilebilir.

•    Miras yoluyla edinilen mülklerin korunması artık çok daha zor olacak.

Mesele sadece gelir yaratmak değil; aynı zamanda şehir merkezlerinde mülkiyetin el değiştirmesini hızlandırmak olabilir.

Artık bu vergilendirme Orta sınıfın yapısal bir sorunu olacak. Durum Vahim.