ĶİMSE MASUM DEĞİLDİR..!

Güncel 25.12.2025 - 10:54, Güncelleme: 25.12.2025 - 10:54
 

ĶİMSE MASUM DEĞİLDİR..!

Ferzan Özer, hepimizin seyrettiği filimlerin alt yazılardan ve TV'deki tartışma programdaki konuşmacıların sözlerinden tanıdığımız, günlük yaşamın içindeki olayları çağrıştıran olayları not aldı “Adaletin terazisi bir süre bir yöne ağır basabilir fakat önünde sonunda dengelenir.” dedi.
Yaradan "Kul hakkıyla karşıma gelme", Atalarımız da "Yüz kızartıcı suçla karşıma gelme!" der. Bu yazıyı 20 günlük istirahattayken seyrettiğim filmlerin  alt yazılarından oluşturdum, sadece geçişlere müdahale ettim. Tutuklanmanın utanacak yanı yoktur, Krallar, Başkanlar, Başbakanlar, Din adamları hatta Avukatlar bile yargılandı. Utanç; tutuklanmada değil, hukuku eğip bükmekte ve adaleti araç gibi kullanmakta gizlidir. Bugün ülkede yaşanan tam da budur... Temiz ellerden korkan kirli bir düzenle karşı karşıyayız. Beyaz yakalılar, mavi yakalılar!  Bu bir ahlâk çağrısıdır. Bu hukukun siyasete, medyanın gücüne, vicdanın çıkarlara karşı bir itirazdır.. İddia makamı en ağır silahlarla saldırır. Dosyalar, şahitler, itiraflar, görüntüler, manşetler... Savunmanın ise elinde çoğu zaman sadece mantar tabancası vardır. Tarihte defalarca şunu gördük. Adaletin terazisi bir süre bir yöne ağır basabilir fakat önünde sonunda dengelenir. Boğulurken bir şeye sarılma refleksi vardır insanın, ister yılan olsun ister jilet. İşte hukuk da toplumun boğulurken sarıldığı son daldır. Özgürlük, herkesin istediğini yapabilmesi değildir, bir başkasının hakkını çiğnemeden yaşayabilmesidir. İstiklâl ise biz kalanları keyfiliğe heves edenlerden koruyan ortak iradedir. Spor, sanatçı, medya, siyaset, iş insanı, kadın cinayetleri, çoçuk çeteleri ülke tımarhaneye döndü tam rezilik... Zenginlik ve onunla gelen güç yasak elmadır. Atatürk "Tek bir şeye ihtiyacımız var  çalışkan olmak" demiştir. Şimdi ise "Tek bir şeye ihtiyacımız var, o da ahlâklı olmaktır"... Bozuk ekonomi, geniş kitlelerin omuzuna yük bindirirken, sorumluluğu kimse almıyor. Fatura gene sessiz çoğunluğa kesiliyor. Üstüne bir de Meclis'te birbirlerini yiyen milletvekilleri ekleniyor bu tabloya. Hakaret, kavga, bağırış... Yasa yapmakla görevli bir kurum, öfkenin ve nefretin sahnesine dönüşüyor. Oysa Meclis, milletin aklı ve vicdanı olmalıdır. Şimdi soralım. Nerede o eski gülerek güldürerek siyaset yapan liderler? Fikirle kavga eden, insanla değil. Kibir bir liderin en büyük zayıflığıdır. Gerçekten özledik böyle liderleri, çünkü siyaset bir kavga sanatı değil, bir uzlaşma ahlâkıdır. Hayat, önemli şeylerin saklı kalamayacağı kadar kısadır. Söylediğimiz her yalanla gerçeğe borçlanırız ve o borç er ya da geç ödenir. Ülkelerde ya da parti içinde iktidarlar, Makamlar, Yüzler değişir ama karar bir yerde sessizce bekler. Hesapsız güç hukukun düşmanıdır. Kötülere iltifat edilip, iyilere diz çöktürüldükçe toplumun fay hattı gerilir ve kırılma ihtimali başlar. Bu yüzden her alanda Temiz ellere çok ihtiyacımız var. Temiz zihinlere, Temiz dile, Temiz cesarete... Çünkü bu ülkede önünde sonunda kazananlar şunu bilirler: Başarı en büyük intikamdır...
Ferzan Özer, hepimizin seyrettiği filimlerin alt yazılardan ve TV'deki tartışma programdaki konuşmacıların sözlerinden tanıdığımız, günlük yaşamın içindeki olayları çağrıştıran olayları not aldı “Adaletin terazisi bir süre bir yöne ağır basabilir fakat önünde sonunda dengelenir.” dedi.

Yaradan "Kul hakkıyla karşıma gelme",

Atalarımız da "Yüz kızartıcı suçla karşıma gelme!" der.

Bu yazıyı 20 günlük istirahattayken seyrettiğim filmlerin  alt yazılarından oluşturdum, sadece geçişlere müdahale ettim.

Tutuklanmanın utanacak yanı yoktur,

Krallar, Başkanlar, Başbakanlar, Din adamları hatta Avukatlar bile yargılandı.

Utanç; tutuklanmada değil, hukuku eğip bükmekte ve adaleti araç gibi kullanmakta gizlidir.

Bugün ülkede yaşanan tam da budur...

Temiz ellerden korkan kirli bir düzenle karşı karşıyayız.

Beyaz yakalılar, mavi yakalılar!  Bu bir ahlâk çağrısıdır.

Bu hukukun siyasete, medyanın gücüne, vicdanın çıkarlara karşı bir itirazdır..

İddia makamı en ağır silahlarla saldırır. Dosyalar, şahitler, itiraflar, görüntüler, manşetler...

Savunmanın ise elinde çoğu zaman sadece mantar tabancası vardır.

Tarihte defalarca şunu gördük.

Adaletin terazisi bir süre bir yöne ağır basabilir fakat önünde sonunda dengelenir.

Boğulurken bir şeye sarılma refleksi vardır insanın, ister yılan olsun ister jilet.

İşte hukuk da toplumun boğulurken sarıldığı son daldır.

Özgürlük, herkesin istediğini yapabilmesi değildir, bir başkasının hakkını çiğnemeden yaşayabilmesidir.

İstiklâl ise biz kalanları keyfiliğe heves edenlerden koruyan ortak iradedir.

Spor, sanatçı, medya, siyaset, iş insanı, kadın cinayetleri, çoçuk çeteleri ülke tımarhaneye döndü tam rezilik...

Zenginlik ve onunla gelen güç yasak elmadır.

Atatürk "Tek bir şeye ihtiyacımız var  çalışkan olmak" demiştir.

Şimdi ise "Tek bir şeye ihtiyacımız var, o da ahlâklı olmaktır"...

Bozuk ekonomi, geniş kitlelerin omuzuna yük bindirirken, sorumluluğu kimse almıyor.

Fatura gene sessiz çoğunluğa kesiliyor.

Üstüne bir de Meclis'te birbirlerini yiyen milletvekilleri ekleniyor bu tabloya.

Hakaret, kavga, bağırış...

Yasa yapmakla görevli bir kurum, öfkenin ve nefretin sahnesine dönüşüyor.

Oysa Meclis, milletin aklı ve vicdanı olmalıdır.

Şimdi soralım.

Nerede o eski gülerek güldürerek siyaset yapan liderler?

Fikirle kavga eden, insanla değil.

Kibir bir liderin en büyük zayıflığıdır.

Gerçekten özledik böyle liderleri, çünkü siyaset bir kavga sanatı değil, bir uzlaşma ahlâkıdır.

Hayat, önemli şeylerin saklı kalamayacağı kadar kısadır.

Söylediğimiz her yalanla gerçeğe borçlanırız ve o borç er ya da geç ödenir.

Ülkelerde ya da parti içinde iktidarlar, Makamlar, Yüzler değişir ama karar bir yerde sessizce bekler.

Hesapsız güç hukukun düşmanıdır.

Kötülere iltifat edilip, iyilere diz çöktürüldükçe toplumun fay hattı gerilir ve kırılma ihtimali başlar.

Bu yüzden her alanda Temiz ellere çok ihtiyacımız var.

Temiz zihinlere, Temiz dile, Temiz cesarete...

Çünkü bu ülkede önünde sonunda kazananlar şunu bilirler: Başarı en büyük intikamdır...

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.