Akyüz’den Ak Partililere, “Siz nerenin sahibisiniz?”

Gündem 05.02.2025 - 01:23, Güncelleme: 07.02.2025 - 09:06
 

Akyüz’den Ak Partililere, “Siz nerenin sahibisiniz?”

Bakırköy Belediyesi toplantısında ülkeyi gündemine dair konuşmalar tarafların gerilmesine neden oldu. Kent Lokantaları, imza bekleyen metro yapımları, Bolu Kartalkaya otelinde yaşanan yangın, Kentsel Dönüşüm, Deprem, Büyükşehir ve Bakırköy Belediyesinin çalışmaları, belediye başkanlarının tutuklanması gibi konuların tartışıldığı toplantıda, zaman zaman tarafların tansiyonu yükseldi. Karşılıklı laf atmalarla yaklaşık iki buçuk saat süren toplantıda söz alan Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Akyüz, AK Parti Grup Başkanı ve meclis üyesi Ali Fatinoğlu’na hitap ederek, “Geçmişte de meclis üyeliği yapmış biri olarak böyle bir üslup, böyle kötü bir meclis görmedim. Sizin burada yaptığınız biz buranın sahibiyiz tavrıdır. Siz nerenin sahibisiniz? Hepimiz 31 meclis üyesinden biriyiz, hiç birimizin diğerinden farkı yok” dedi. 
ORGANİZE KÖTÜLÜK Bakırköy Belediyesi'nin Şubat ayı ilk meclis toplantısı yapıldı. Gündem dışı söz alan Belediye Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Uğur Dündar, toplumun nefes alamaz hale geldiğini belirterek, İBB tarafından açılan Kent Lokantalarının iktidarın yol açtığı derin yoksullukla mücadele ettiğini belirtti. Dündar, 85 milyonun yerine bir avuç imtiyazlı kişinin refahını gözetenlerin sorunları çözmediğini, CHP'nin kamucu, toplumsal, refahı önceleyen, dayanışmacı ve kalkınmacı belediyeciliğinin ise mali, hukuki ve siyasi yollarla hedef alındığını ifade etti. Esenyurt ve Beşiktaş Belediye Başkanlarının hukuku araç haline getiren ve vicdanları yaralayan bir biçimde tutuklandığını da ifade eden Dündar, İmamoğlu’nun da hukuki dayanaktan yoksun, ısmarlama ve jet hızıyla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmaya çağırılmasına tepki gösterdi. ARADA NAZIM HİKMET OKUYUN Son dönemde yaşananları ‘Organize kötülük’ olarak değerlendiren Dündar'a yanıt veren Ak Partili Ali Fatinoğlu, CHP’li meclis üyelerine Nazım Hikmet okumasını tavsiye ederek, “Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” diyerek, sol kültürün ne olduğunun CHP’li meclis üyeleri tarafından bilinmesi gerektiğini vurguladı.   ESNAFIN NE SUÇU VAR? Kent Lokantası yapmanın övünülecek bir konu olmadığını belirten Fatinoğlu, “Peki o bölgedeki esnafın ne suçu var. Kira veriyor, aşçı, bulaşıkçı, garson, komi çalıştırıyor. Sigortasını ödüyor. Belediyeye ve devlete vergi veriyor. Muhasebeci ve iş güvenliği uzmanı ile çalışma mecburiyeti var. Ticaret Odası’na para ödüyor. Sen bölge esnafını bitir, belediyenin parasını kent lokantasına ver. Siz belediyeye verilen parayı azaltıyorsunuz. Siz önce yollardaki çukurları doldurun, çöp ve çöp suyu içindeki sokakların temizlik sorununu çözün, bende sizi ayakta alkışlayayım” dedi.  METRO YAPIMI İÇİN ATILMAYAN İMZA NE? Son dönemde metro yapımı için Cumhurbaşkanı’nın imza atmadığıyla ilgili İBB’nin astığı afişlere de değinen Fatinoğlu, “Yurt dışından alınacak bankanın faizi ile ana parasının ödemesinin kefili devlet olsun. Atılmayan imza bu. İBB paraları kent lokantalarında, kreşlerde harcamış. Olmayan metro projesini imzalamıyor diyor. İBB inanılmaz borç içinde. Bütçesi 8-10 milyar dolar. Deprem kapımızda ve Bakırköy’ün ihtiyacı kentsel dönüşümdür, kentsel dönüşümdür, kentsel dönüşümdür” diyerek konuşmasına şöyle devam etti.  BİR KAT BU İŞİN MALİYETİNİ KURTARMAZ Biz Ali Talip Özdemir adaylığında bu sözü verdik. Her bölgeye çok ciddi olarak bakıp kat verecektik. Belli bölgeleri bitişik nizamdan kurtaracak, altı otopark, yüksek kat ve altında alışveriş merkezi gibi olan Zeytinburnu'ndaki gibi yapılar yapacaktık. Yaşlı insanlarımızın evini taşıyıp, binalarını yenileme gücü yok. Bir katta bu işin maliyetini kurtarmaz. Biz kazansaydık Ali Talip ile birlikte Kiptaş’la yapacaktık. Kimseden de bir lira para almayıp, kirayı da karşılayacaktık. Yeşilköy havalimanında yeri ayarlamış, çizimlerini de hazırlamıştık.  Kent Lokantası’nda 40 liralık yemekle övünmeyin. Zemin etüdü yapın, katları verin, fore kazık hangi özellikte kendini korur, statik planını yapın, kat sayısını belirtin insanların cebinden para çıkmayacak şekilde dönüşümü yapın.  Son olarak meclis üyesi ve Belediye Başkan Yardımcısı Uğur Dündar'a seslenerek, “40 liralık yemeğin peşine gitmeyin, dönüşümü yapın. Çukursuz, otoparkları olan, trafiksiz ve temiz Bakırköy konuşun” diyerek konuşmasını tamamladı.  FATİNOĞLU’NA YANIT VERDİ Konuşmanın ana temasının gelecek kuşakların da sorunu olan kurumlarını tamamen yitirmiş bir Türkiye olduğunu söyleyerek Fatinoğlu’na yanıt veren Dündar, “Keyfi tutuklamaların olduğu, demokrasinin, hukukun askıya alındığı, koskoca 16 milyonluk şehirde tutuklamalara sadece 15 hakimin karar verdiği, bu hakimlerin bugün seçilmiş belediye başkanlarını tutuklayabildiği bir iklim ve gönül isterdi ki bu durum Ali beyi de rahatsız etsin. “ dedi.  YARATILAN YOKSULLUK EKONOMİSİNİN SONUCUDUR KENT LOKANTALARI Dündar, “Seçilmiş belediye başkanlarını tutuklayan, sabah 4’te yaka paça alan bir iktidar, senin benim gibi sade vatandaşa ne yapmaz? Gezi parkı olaylarında 10-12 yıl önce atılmış tweetleri gerekçe göstererek tutuklayabilen iktidar bizim çocuklarımıza ne yapmaz? Yargısıyla, bağımsız kuruluşlarıyla, meclis başta olmak üzere sizi de bu rahatsız etsin. Siz keşke ekonomiyi çok iyi götürseydiniz de kent lokantalarına ihtiyaç olmasaydı. Belediyelerin özel sektörün alanına girmesine her anlamda kişisel olarak karşı biriyim ama öyle bir yoksulluk ekonomisi yarattınız ki biz bunları açmak zorunda kaldık. Önlerinde yüzlerce metre kuyruk olmasa, insanlar 3 vesait değiştirip sıraya girmese, soğukta sıra beklemese yanlış yaptık derim ama öyle mi? Yoksulluk ve sadaka ekonomisini yaratmamış olsaydınız buna da gerek duymazdık” ifadelerini kullandı. BİZ SİZİN İŞİNİZİ SAHİPLENDİK Devamında Ak Parti ve CHP döneminde yapılan metroları, genel idarenin ve bakanlığın yaptığı metroları da konuşan Dündar, “CHP’li belediyeler kentsel dönüşümü dert edindi. Bu merkezi idarenin görevi. Finansmanını siz sağlayacak, kamu bankalarınının finans kaynaklarını, deprem vergilerini bugün için saklayacaktınız. Bu sizin işinizdi, biz sahipleniyoruz. Sorumluluk birinci derecede sizde. Medya kuruluşlarını satın almak için yandaşlarınıza geri ödenmeyeceğini bildiğiniz kredileri vereceğinize kentsel dönüşüme verseydiniz” diyerek konuşmasını tamamladı. SİYASİ POPÜLİZM Devamında Meclis Üyesi Tuğçe Çalık, Pınar Ünsal ve Temel Polat’ın da konuştuğu mecliste Ak Parti Grup Başkanvekili Özgür Polat, yapılan konuşmaların siyasi popülizmden öte olmadığını belirterek, “Bizim meclis üyemizin ana teması Bakırköy’ün sorunlarıdır. Vatandaşa algı yaratılmaya çalışılıyor. Genel siyasetten kurtulmamız gerekiyor. İBB ve TBMM bunları zaten konuşuyor. Biz Bakırköy'ü kaçırıyoruz. Belediye başkanlarıyla ilgili hukuki süreç devam ediyor. Bizlerin yapması gereken sağduyulu bir şekilde beklemektir. İBB başkanının, ülkedeki tüm olaylar kendisine yönelik yapılıyormuş algısına dönüştürme çabası içinde olduğunu görüyoruz. Yapılanlarda belediye başkanlarını savunmaktan çok bunu siyasi fırsata çevirme çabası gibi görünüyor. Kimse hukukun üstünde değildir. Örgütlü ve çete gibi suçlarda sabahın erken saatlerinde yapılan operasyonlar da standart uygulamadır. Bu prosedür parti ayrımı gözetmeksizin uygulanmaktadır. Ataşehir Belediye Başkanıda yargılanmış, suçsuzluğu kanıtlanmış ve görevine dönmüştür. İçişleri Bakanlığı Ak Partili 225 soruşturma izni vermiştir. Bazıları tutuklanmış, bazılarının yargı süreci devam etmektedir.” dedi.  HERKES ÜSLUBUNA DİKKAT ETSİN Konuşmaları dinleyerek söz alan Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı ve İBB Meclis Üyesi Ali Rıza Akyüz, Ak Parti'nin İBB’de iktidar olduğu 2014-2019 yılları arasında İBB meclis üyesi olduğunu ama böyle bir üslubu hiç görmediğini belirterek, Ak Parti Grup Başkanvekili Özgür Polat ve meclis üyesi Ali Fatinoğlu’na, “Bu gün burada yaptığınız 'biz buranın sahibiyiz' tavrıdır. Siz nerenin sahibisiniz? Her birimiz 31 meclis üyesinden biriyiz. Burada benden hiç bir farkınız yok” diyerek, herkesin üslubuna dikkat etmesi gerektiğini söyledi.  AKLINA HER GELENİ SÖYLEYEMEZSİN Herkesin herkese laf atarak tartıştığı bir meclis düzeni olmayacağını ifade eden Akyüz, “Meclis başkanımız kibar davranıyor diye bu kadar yükselmenin anlamı yok. 27 CHP'li meclis üyesine karşılık 4 Ak Partili meclis üyesi sanki bizi konuşturmayacaksınız. Kürsüde konuşanı dinlersin, söz ister cevaplarsın. Her konuşan hatipe konuşulur mu? Özellikle Grup Başkanvekili, böyle bir hakkınız yok. Her şeye müdahale edemezsiniz. Geçmiş dönemde burada Ak Partili 5 meclis üyesi varken aramızda böyle bir diyalog yaşamadık. Herkes birbirine saygılıydı. Kimse söz almadan konuşmazdı, kaldı ki 2’si cevval avukatlardı. Birbirimize incitici söz söylemedik. Sizin buradaki tavrınız ‘devlet biziz, hükümet biziz.’ Elbette konuşursunuz, eleştirirsiniz. Eleştirinin olmadığı yerde gelişme olmaz ama eleştirinin de iyi tarafı olması lazım. Aklına geldiği gibi konuşamazsın. Bu kürsüye irtica ile konuşacaksan, kendine güveniyorsan çıkacaksın. Yoksa al notunu oku. Aklına her geleni söyleyemezsin. Ben ilk defa bu kadar kötü bir meclis gördüm” dedi.  SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR MECLİS DEĞİL Bundan sonra meclis toplantıları öncesi CHP ve Ak Parti Grup Başkanvekillerinin bir araya gelerek, mecliste nasıl davranılacağı, konuşmaların nasıl yapılacağına dair bir görüşme yapması gerektiğini de vurgulayan Akyüz, “Aksi takdirde bu sürdürülebilir bir meclis değil. Özellikle öncesinde CHP’de görev almış, belediye başkan aday adaylığı dahil il başkanlığına aday olan arkadaşımızın bir o kadar dikkat etmesi lazım. Geçmişte siyaset yaptığı bir yığın arkadaşı var. Benim partimi incimeye hakkı yok. Ben partinize nasıl davranıyorsam sizden de grup olarak aynısı bekliyorum.” ifadeleriyle Fatinoğlu’na seslendi.  Yapılan konuşmalara da sırasıyla cevap veren Akyüz, şöyle devam etti. Bu gün bir hamburger, patates cips 400 lira. Sağlıklı bir insan iki tane yerse anca doyar o da 800 TL. Kent lokantalarında 40 liraya yemek vermesinin nesini eleştiriyorsunuz. Bunu söylemenin neresi ayıp? Kreşlere gelince, Ataköy gelir dağılımı yüksek deriz, beyaz yakalıların çok oldu yer denilir ama bu yıl kreşe kayıt için kur’a çekildi. Eskiden talep olurdu yazılırdı. Bu yıl noter huzurunda kur’a çekildi. Bugün bir kreşin aylık maliyeti en az 25 bin lira. Bunu göz ardı etmeyin. Ben devletin en iyi okullarında parasız okudum, en iyi yemeklerini boğaza nazır üniversite lokantalarında yedim. Tarık Akan Taş mektebine gidin bakın, 3. Sınıf öğrenci için ödenen ücret 700 bin lira. Keşke imkanımız olsa da okul açsak. Vatandaş çocuğu için her şeyinden ödün vererek 700 bin liraya okutuyor. Sosyal belediyecilik anlamında vatandaşa hizmet sunmanın ne ayıbı var? 25 YIILIK İKTİDARINDA BİR MAKRO PLAN YAPILMADI Muharrem İnce ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarıştığı seçimde, Cumhurbaşkanı kürsüye çıkıp, ‘Malatya söyle bakayım kaç tane yapı kayıt belgesi verdim' diyordu. Maraş'ta da gidip aynısını söylüyordu. Şimdi ne oldu. Bunlar da dahil 11 vilayet tuzla buz oldu. Devlete maliyeti maddi 150 milyar, manevi maliyetinin ise hesabı yok. Her şeyi düşünerek yapmak lazım. 1999‘da deprem oldu. 25 yıl AKP İBB’de iktidarındaydı. Peki ne yaptı? 25 yılda İstanbul'a kentsel dönüşüm adına bir tane makro plan sundu mu? İstanbul’un 39 ilçesini kapsayan, dönüşümü içeren proje sundu mu? Buralarda yapılan tüm plan notlarınıda mesleğim gereği biliyorum. Zeytinburnu, Güngören, Bahçelievler’de başarısız olundu ve defalarca yapıldı. Geçen dönem çoğunluğumuz yoktu, bu dönem bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. İstanbul’da dönüşüm konusunda ne yapıldığı ile ilgili 2 yıldır İBB’yi yöneten parti olarak en son konuşması gereken sizlersiniz. ENKAZIN ALTINDA HEP BERABER KALACAĞIZ Bu sorun kolay çözülür demiyorum. Tüm siyasi partiler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar bir araya gelir, ekonomik koşullar gözetilir ve sosyal dayanışma ile pozitif bir biçimde çözüm üretilir. Bu enkazın altında hep beraber kalacağız. Bu işin partisi yok. Planları yeniden yapmak, enkaz kaldırmaktan daha kolay. İstanbul’da enkazı kaldıracak yer bile yok. Enkazı Marmara Denizi’nden doldurmaya başlasak, Yalova’da birleşir. Sorun bu kadar büyük. Bunu CHP’nin başına atamazsınız. Şurada 9 aydır çoğunluğumuz var ve memnu hakların iadesi için çok çaba harcadık ve verdik. Kur korumalı mevduata, faize verilen para ile değil dönüşüm bir Türkiye daha imal edilirdi. Kendi bakanınız her hafta faiz düşürdü. O gitti başka bakan geldi faiz yüzde 90’a çıktı. 6 yıl evvel 100 metrekare dairenin fiyatı 120-130 bin lira idi, şimdi 3 milyon lira. Vatandaş nerden bulsun. Ali Talip gelse 3 kat mı verecekti? Nereye veriyor. Hamasi nutuklarla olmuyor bu işler. 2 kat versen otopark yapmak zorundasın. Otopark sorunu sadece Bakırköy'ün değil ayrıca tüm İstanbul'un sorunu. Trafikteki sıkıntı dünde vardı bugünde var. KARALAMA EDEBİYATINDAN VAZGEÇİN Metro diyorsunuz. Ak Parti yönetimindeki İBB metroları yapamıyordu, bakanlığa devretti. Benim meclis üyesi olduğum dönemde 6 metro devredildi. O yüzden de şimdi metroların bazısında Manisa’nın M’si, kimisinde Urfa’nın U’su var. İBB’nin var olan bütçesi belli ve pandemiden tüm belediyeler etkilendi. Ak Parti döneminde 50 tane metrobüs alındı İstanbul’a. Peki nerede onlar? İkitelli Garajı’nda. Neden derseniz İstanbul’a uygun olmadığı için. Şu an Türkiye’de olan enflasyon, tüm Avrupa ülkelerinin toplamından daha çok. Bir zamanlar enflasyon yüzde 5-10 du. Niye 100’de 100 oldu. Bilen var mı, belli. Ne oldu da yüzde 100 oldu. Hesap yok. Ekonomi sorunu bakanların işi, bizim değil. Hepiniz enflasyonla ilgili farklı farklı tarifler yaptınız. Madem öyle buyurun buyrun. Eksiğimiz olabilir ama karalama edebiyatından vazgeçin. Sonuç olarak, bundan sonra birbirimize saygılı olalım. Kimse oturduğu yerden laf atmasın, kürsü var çıksın düşüncesini söylesin.  
Bakırköy Belediyesi toplantısında ülkeyi gündemine dair konuşmalar tarafların gerilmesine neden oldu. Kent Lokantaları, imza bekleyen metro yapımları, Bolu Kartalkaya otelinde yaşanan yangın, Kentsel Dönüşüm, Deprem, Büyükşehir ve Bakırköy Belediyesinin çalışmaları, belediye başkanlarının tutuklanması gibi konuların tartışıldığı toplantıda, zaman zaman tarafların tansiyonu yükseldi. Karşılıklı laf atmalarla yaklaşık iki buçuk saat süren toplantıda söz alan Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Akyüz, AK Parti Grup Başkanı ve meclis üyesi Ali Fatinoğlu’na hitap ederek, “Geçmişte de meclis üyeliği yapmış biri olarak böyle bir üslup, böyle kötü bir meclis görmedim. Sizin burada yaptığınız biz buranın sahibiyiz tavrıdır. Siz nerenin sahibisiniz? Hepimiz 31 meclis üyesinden biriyiz, hiç birimizin diğerinden farkı yok” dedi. 

ORGANİZE KÖTÜLÜK

Bakırköy Belediyesi'nin Şubat ayı ilk meclis toplantısı yapıldı. Gündem dışı söz alan Belediye Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Uğur Dündar, toplumun nefes alamaz hale geldiğini belirterek, İBB tarafından açılan Kent Lokantalarının iktidarın yol açtığı derin yoksullukla mücadele ettiğini belirtti. Dündar, 85 milyonun yerine bir avuç imtiyazlı kişinin refahını gözetenlerin sorunları çözmediğini, CHP'nin kamucu, toplumsal, refahı önceleyen, dayanışmacı ve kalkınmacı belediyeciliğinin ise mali, hukuki ve siyasi yollarla hedef alındığını ifade etti. Esenyurt ve Beşiktaş Belediye Başkanlarının hukuku araç haline getiren ve vicdanları yaralayan bir biçimde tutuklandığını da ifade eden Dündar, İmamoğlu’nun da hukuki dayanaktan yoksun, ısmarlama ve jet hızıyla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmaya çağırılmasına tepki gösterdi.

ARADA NAZIM HİKMET OKUYUN

Son dönemde yaşananları ‘Organize kötülük’ olarak değerlendiren Dündar'a yanıt veren Ak Partili Ali Fatinoğlu, CHP’li meclis üyelerine Nazım Hikmet okumasını tavsiye ederek, “Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” diyerek, sol kültürün ne olduğunun CHP’li meclis üyeleri tarafından bilinmesi gerektiğini vurguladı.  

ESNAFIN NE SUÇU VAR?

Kent Lokantası yapmanın övünülecek bir konu olmadığını belirten Fatinoğlu, “Peki o bölgedeki esnafın ne suçu var. Kira veriyor, aşçı, bulaşıkçı, garson, komi çalıştırıyor. Sigortasını ödüyor. Belediyeye ve devlete vergi veriyor. Muhasebeci ve iş güvenliği uzmanı ile çalışma mecburiyeti var. Ticaret Odası’na para ödüyor. Sen bölge esnafını bitir, belediyenin parasını kent lokantasına ver. Siz belediyeye verilen parayı azaltıyorsunuz. Siz önce yollardaki çukurları doldurun, çöp ve çöp suyu içindeki sokakların temizlik sorununu çözün, bende sizi ayakta alkışlayayım” dedi. 

METRO YAPIMI İÇİN ATILMAYAN İMZA NE?

Son dönemde metro yapımı için Cumhurbaşkanı’nın imza atmadığıyla ilgili İBB’nin astığı afişlere de değinen Fatinoğlu, “Yurt dışından alınacak bankanın faizi ile ana parasının ödemesinin kefili devlet olsun. Atılmayan imza bu. İBB paraları kent lokantalarında, kreşlerde harcamış. Olmayan metro projesini imzalamıyor diyor. İBB inanılmaz borç içinde. Bütçesi 8-10 milyar dolar. Deprem kapımızda ve Bakırköy’ün ihtiyacı kentsel dönüşümdür, kentsel dönüşümdür, kentsel dönüşümdür” diyerek konuşmasına şöyle devam etti. 

BİR KAT BU İŞİN MALİYETİNİ KURTARMAZ

Biz Ali Talip Özdemir adaylığında bu sözü verdik. Her bölgeye çok ciddi olarak bakıp kat verecektik. Belli bölgeleri bitişik nizamdan kurtaracak, altı otopark, yüksek kat ve altında alışveriş merkezi gibi olan Zeytinburnu'ndaki gibi yapılar yapacaktık. Yaşlı insanlarımızın evini taşıyıp, binalarını yenileme gücü yok. Bir katta bu işin maliyetini kurtarmaz. Biz kazansaydık Ali Talip ile birlikte Kiptaş’la yapacaktık. Kimseden de bir lira para almayıp, kirayı da karşılayacaktık. Yeşilköy havalimanında yeri ayarlamış, çizimlerini de hazırlamıştık. 

Kent Lokantası’nda 40 liralık yemekle övünmeyin. Zemin etüdü yapın, katları verin, fore kazık hangi özellikte kendini korur, statik planını yapın, kat sayısını belirtin insanların cebinden para çıkmayacak şekilde dönüşümü yapın. 

Son olarak meclis üyesi ve Belediye Başkan Yardımcısı Uğur Dündar'a seslenerek, “40 liralık yemeğin peşine gitmeyin, dönüşümü yapın. Çukursuz, otoparkları olan, trafiksiz ve temiz Bakırköy konuşun” diyerek konuşmasını tamamladı. 

FATİNOĞLU’NA YANIT VERDİ

Konuşmanın ana temasının gelecek kuşakların da sorunu olan kurumlarını tamamen yitirmiş bir Türkiye olduğunu söyleyerek Fatinoğlu’na yanıt veren Dündar, “Keyfi tutuklamaların olduğu, demokrasinin, hukukun askıya alındığı, koskoca 16 milyonluk şehirde tutuklamalara sadece 15 hakimin karar verdiği, bu hakimlerin bugün seçilmiş belediye başkanlarını tutuklayabildiği bir iklim ve gönül isterdi ki bu durum Ali beyi de rahatsız etsin. “ dedi. 

YARATILAN YOKSULLUK EKONOMİSİNİN SONUCUDUR KENT LOKANTALARI

Dündar, “Seçilmiş belediye başkanlarını tutuklayan, sabah 4’te yaka paça alan bir iktidar, senin benim gibi sade vatandaşa ne yapmaz? Gezi parkı olaylarında 10-12 yıl önce atılmış tweetleri gerekçe göstererek tutuklayabilen iktidar bizim çocuklarımıza ne yapmaz? Yargısıyla, bağımsız kuruluşlarıyla, meclis başta olmak üzere sizi de bu rahatsız etsin. Siz keşke ekonomiyi çok iyi götürseydiniz de kent lokantalarına ihtiyaç olmasaydı. Belediyelerin özel sektörün alanına girmesine her anlamda kişisel olarak karşı biriyim ama öyle bir yoksulluk ekonomisi yarattınız ki biz bunları açmak zorunda kaldık.

Önlerinde yüzlerce metre kuyruk olmasa, insanlar 3 vesait değiştirip sıraya girmese, soğukta sıra beklemese yanlış yaptık derim ama öyle mi? Yoksulluk ve sadaka ekonomisini yaratmamış olsaydınız buna da gerek duymazdık” ifadelerini kullandı.

BİZ SİZİN İŞİNİZİ SAHİPLENDİK

Devamında Ak Parti ve CHP döneminde yapılan metroları, genel idarenin ve bakanlığın yaptığı metroları da konuşan Dündar, “CHP’li belediyeler kentsel dönüşümü dert edindi. Bu merkezi idarenin görevi. Finansmanını siz sağlayacak, kamu bankalarınının finans kaynaklarını, deprem vergilerini bugün için saklayacaktınız. Bu sizin işinizdi, biz sahipleniyoruz. Sorumluluk birinci derecede sizde. Medya kuruluşlarını satın almak için yandaşlarınıza geri ödenmeyeceğini bildiğiniz kredileri vereceğinize kentsel dönüşüme verseydiniz” diyerek konuşmasını tamamladı.

SİYASİ POPÜLİZM

Devamında Meclis Üyesi Tuğçe Çalık, Pınar Ünsal ve Temel Polat’ın da konuştuğu mecliste Ak Parti Grup Başkanvekili Özgür Polat, yapılan konuşmaların siyasi popülizmden öte olmadığını belirterek, “Bizim meclis üyemizin ana teması Bakırköy’ün sorunlarıdır. Vatandaşa algı yaratılmaya çalışılıyor. Genel siyasetten kurtulmamız gerekiyor. İBB ve TBMM bunları zaten konuşuyor. Biz Bakırköy'ü kaçırıyoruz. Belediye başkanlarıyla ilgili hukuki süreç devam ediyor. Bizlerin yapması gereken sağduyulu bir şekilde beklemektir. İBB başkanının, ülkedeki tüm olaylar kendisine yönelik yapılıyormuş algısına dönüştürme çabası içinde olduğunu görüyoruz. Yapılanlarda belediye başkanlarını savunmaktan çok bunu siyasi fırsata çevirme çabası gibi görünüyor. Kimse hukukun üstünde değildir. Örgütlü ve çete gibi suçlarda sabahın erken saatlerinde yapılan operasyonlar da standart uygulamadır. Bu prosedür parti ayrımı gözetmeksizin uygulanmaktadır. Ataşehir Belediye Başkanıda yargılanmış, suçsuzluğu kanıtlanmış ve görevine dönmüştür. İçişleri Bakanlığı Ak Partili 225 soruşturma izni vermiştir. Bazıları tutuklanmış, bazılarının yargı süreci devam etmektedir.” dedi. 

HERKES ÜSLUBUNA DİKKAT ETSİN

Konuşmaları dinleyerek söz alan Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı ve İBB Meclis Üyesi Ali Rıza Akyüz, Ak Parti'nin İBB’de iktidar olduğu 2014-2019 yılları arasında İBB meclis üyesi olduğunu ama böyle bir üslubu hiç görmediğini belirterek, Ak Parti Grup Başkanvekili Özgür Polat ve meclis üyesi Ali Fatinoğlu’na, “Bu gün burada yaptığınız 'biz buranın sahibiyiz' tavrıdır. Siz nerenin sahibisiniz? Her birimiz 31 meclis üyesinden biriyiz. Burada benden hiç bir farkınız yok” diyerek, herkesin üslubuna dikkat etmesi gerektiğini söyledi. 
AKLINA HER GELENİ SÖYLEYEMEZSİN

Herkesin herkese laf atarak tartıştığı bir meclis düzeni olmayacağını ifade eden Akyüz, “Meclis başkanımız kibar davranıyor diye bu kadar yükselmenin anlamı yok. 27 CHP'li meclis üyesine karşılık 4 Ak Partili meclis üyesi sanki bizi konuşturmayacaksınız. Kürsüde konuşanı dinlersin, söz ister cevaplarsın. Her konuşan hatipe konuşulur mu? Özellikle Grup Başkanvekili, böyle bir hakkınız yok. Her şeye müdahale edemezsiniz. Geçmiş dönemde burada Ak Partili 5 meclis üyesi varken aramızda böyle bir diyalog yaşamadık. Herkes birbirine saygılıydı. Kimse söz almadan konuşmazdı, kaldı ki 2’si cevval avukatlardı. Birbirimize incitici söz söylemedik. Sizin buradaki tavrınız ‘devlet biziz, hükümet biziz.’ Elbette konuşursunuz, eleştirirsiniz. Eleştirinin olmadığı yerde gelişme olmaz ama eleştirinin de iyi tarafı olması lazım. Aklına geldiği gibi konuşamazsın. Bu kürsüye irtica ile konuşacaksan, kendine güveniyorsan çıkacaksın. Yoksa al notunu oku. Aklına her geleni söyleyemezsin. Ben ilk defa bu kadar kötü bir meclis gördüm” dedi. 

SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR MECLİS DEĞİL

Bundan sonra meclis toplantıları öncesi CHP ve Ak Parti Grup Başkanvekillerinin bir araya gelerek, mecliste nasıl davranılacağı, konuşmaların nasıl yapılacağına dair bir görüşme yapması gerektiğini de vurgulayan Akyüz, “Aksi takdirde bu sürdürülebilir bir meclis değil. Özellikle öncesinde CHP’de görev almış, belediye başkan aday adaylığı dahil il başkanlığına aday olan arkadaşımızın bir o kadar dikkat etmesi lazım. Geçmişte siyaset yaptığı bir yığın arkadaşı var. Benim partimi incimeye hakkı yok. Ben partinize nasıl davranıyorsam sizden de grup olarak aynısı bekliyorum.” ifadeleriyle Fatinoğlu’na seslendi. 

Yapılan konuşmalara da sırasıyla cevap veren Akyüz, şöyle devam etti.

Bu gün bir hamburger, patates cips 400 lira. Sağlıklı bir insan iki tane yerse anca doyar o da 800 TL. Kent lokantalarında 40 liraya yemek vermesinin nesini eleştiriyorsunuz. Bunu söylemenin neresi ayıp?

Kreşlere gelince, Ataköy gelir dağılımı yüksek deriz, beyaz yakalıların çok oldu yer denilir ama bu yıl kreşe kayıt için kur’a çekildi. Eskiden talep olurdu yazılırdı. Bu yıl noter huzurunda kur’a çekildi. Bugün bir kreşin aylık maliyeti en az 25 bin lira. Bunu göz ardı etmeyin. Ben devletin en iyi okullarında parasız okudum, en iyi yemeklerini boğaza nazır üniversite lokantalarında yedim. Tarık Akan Taş mektebine gidin bakın, 3. Sınıf öğrenci için ödenen ücret 700 bin lira. Keşke imkanımız olsa da okul açsak. Vatandaş çocuğu için her şeyinden ödün vererek 700 bin liraya okutuyor. Sosyal belediyecilik anlamında vatandaşa hizmet sunmanın ne ayıbı var?

25 YIILIK İKTİDARINDA BİR MAKRO PLAN YAPILMADI

Muharrem İnce ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarıştığı seçimde, Cumhurbaşkanı kürsüye çıkıp, ‘Malatya söyle bakayım kaç tane yapı kayıt belgesi verdim' diyordu. Maraş'ta da gidip aynısını söylüyordu. Şimdi ne oldu. Bunlar da dahil 11 vilayet tuzla buz oldu. Devlete maliyeti maddi 150 milyar, manevi maliyetinin ise hesabı yok. Her şeyi düşünerek yapmak lazım. 1999‘da deprem oldu. 25 yıl AKP İBB’de iktidarındaydı. Peki ne yaptı? 25 yılda İstanbul'a kentsel dönüşüm adına bir tane makro plan sundu mu? İstanbul’un 39 ilçesini kapsayan, dönüşümü içeren proje sundu mu?

Buralarda yapılan tüm plan notlarınıda mesleğim gereği biliyorum. Zeytinburnu, Güngören, Bahçelievler’de başarısız olundu ve defalarca yapıldı. Geçen dönem çoğunluğumuz yoktu, bu dönem bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. İstanbul’da dönüşüm konusunda ne yapıldığı ile ilgili 2 yıldır İBB’yi yöneten parti olarak en son konuşması gereken sizlersiniz.

ENKAZIN ALTINDA HEP BERABER KALACAĞIZ

Bu sorun kolay çözülür demiyorum. Tüm siyasi partiler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar bir araya gelir, ekonomik koşullar gözetilir ve sosyal dayanışma ile pozitif bir biçimde çözüm üretilir. Bu enkazın altında hep beraber kalacağız. Bu işin partisi yok. Planları yeniden yapmak, enkaz kaldırmaktan daha kolay. İstanbul’da enkazı kaldıracak yer bile yok. Enkazı Marmara Denizi’nden doldurmaya başlasak, Yalova’da birleşir. Sorun bu kadar büyük. Bunu CHP’nin başına atamazsınız.

Şurada 9 aydır çoğunluğumuz var ve memnu hakların iadesi için çok çaba harcadık ve verdik.

Kur korumalı mevduata, faize verilen para ile değil dönüşüm bir Türkiye daha imal edilirdi. Kendi bakanınız her hafta faiz düşürdü. O gitti başka bakan geldi faiz yüzde 90’a çıktı. 6 yıl evvel 100 metrekare dairenin fiyatı 120-130 bin lira idi, şimdi 3 milyon lira. Vatandaş nerden bulsun. Ali Talip gelse 3 kat mı verecekti? Nereye veriyor. Hamasi nutuklarla olmuyor bu işler. 2 kat versen otopark yapmak zorundasın. Otopark sorunu sadece Bakırköy'ün değil ayrıca tüm İstanbul'un sorunu. Trafikteki sıkıntı dünde vardı bugünde var.

KARALAMA EDEBİYATINDAN VAZGEÇİN

Metro diyorsunuz. Ak Parti yönetimindeki İBB metroları yapamıyordu, bakanlığa devretti.

Benim meclis üyesi olduğum dönemde 6 metro devredildi. O yüzden de şimdi metroların bazısında Manisa’nın M’si, kimisinde Urfa’nın U’su var. İBB’nin var olan bütçesi belli ve pandemiden tüm belediyeler etkilendi.

Ak Parti döneminde 50 tane metrobüs alındı İstanbul’a. Peki nerede onlar? İkitelli Garajı’nda. Neden derseniz İstanbul’a uygun olmadığı için. Şu an Türkiye’de olan enflasyon, tüm Avrupa ülkelerinin toplamından daha çok.

Bir zamanlar enflasyon yüzde 5-10 du. Niye 100’de 100 oldu. Bilen var mı, belli. Ne oldu da yüzde 100 oldu. Hesap yok. Ekonomi sorunu bakanların işi, bizim değil. Hepiniz enflasyonla ilgili farklı farklı tarifler yaptınız. Madem öyle buyurun buyrun. Eksiğimiz olabilir ama karalama edebiyatından vazgeçin. Sonuç olarak, bundan sonra birbirimize saygılı olalım. Kimse oturduğu yerden laf atmasın, kürsü var çıksın düşüncesini söylesin.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.