Türk Tabipleri Birliği, Adıyaman’da işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını masaya yatırdı

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 01.12.2025 - 12:46, Güncelleme: 01.12.2025 - 18:13
 

Türk Tabipleri Birliği, Adıyaman’da işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını masaya yatırdı

Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu, Adıyaman'da iş yeri hekimleriyle buluşarak işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını değerlendirdi. Toplantıda acil talepler 10 başlıkta dile getirildi ve "Başka Bir İşçi Sağlığı ve İş yeri Hekimliği Mümkün" modeli tartışıldı.
Adıyaman'da Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu ile Adıyaman Tabip Odası tarafından 29-30 Kasım tarihlerinde işyeri hekimleriyle buluşma toplantısı gerçekleştirildi. Kol Yürütme Kurulu üyeleri ve çevre illerden gelen işyeri hekimlerinin katıldığı toplantıda, 6 Şubat depreminin yarattığı işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları detaylı şekilde ele alındı. Toplantıda İstanbul Tabip Odası'nın Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerine bağlı çalışan işyeri hekimlerinin çalışma yaşamını değerlendirdiği saha araştırması raporu sunuldu. Ayrıca Türk Tabipleri Birliği'nin "Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün" vizyonu çerçevesinde geliştirilen "Başka Bir İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Mümkün" modeli hekimlerle paylaşılarak tartışıldı. Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu adına basın açıklaması yapan Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu Başkanı Dr. Figen Şahpaz, Türkiye'de artan ekonomik kriz ve güvencesiz çalışma koşullarının işçi sağlığını ciddi şekilde etkilediğine dikkat çekerek, işçilerin yüzde 25,9'unun kayıt dışı çalıştığını ve iş kazalarının önlenebilir olmasına rağmen ciddi ihmaller nedeniyle yaşandığını vurguladı. Başkan Şahpaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu adına Yürütme Kurulu üyeleri olarak Adıyaman'a işyeri hekimleriyle buluşmaya geldik. Kol Yürütmesi olarak düzenli aralıklarla toplanıyoruz. Çoğu zaman çevirim içi toplantılar yapıyoruz. En verimli toplantılarımız ise yüz yüze yaptıklarımız. Bazı toplantılarımızı bölgeler-illere giderek, oradaki işyeri hekimleriyle de buluşarak yapma kararı almıştık. İlk il olarak Adıyaman'ı seçme nedenimiz özellikle 6 Şubat Depremleri'nin en çok yıkım ve ölüm yaşanan illerimizden olması. 29 Kasım Cumartesi günü Adıyaman Tabip Odası Yönetim Kurulu ile buluşup şantiyeleri gezdik, Hastane inşaatı, Toki inşaat alanı, Kuzu Grup İnşaat sahası, konteyner kentler Adıyaman Tabip Odası kreş ve konteyner alanı ziyaretler gerçekleştirdik. İşyeri hekimleriyle yaşadıkları sorunları yerinde değerlendirdik. Akşam ise Tabip Odamızda Yürütme Kurulu toplantımızı yaptık. 30 Kasım Pazar günü ise, Adıyaman'da çalışan ve çevre illerden de gelen işyeri hekimlerimizle, depremin ve sonrasında artan inşaat faaliyetlerinin yarattığı işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının ve çözüm önerilerinin geniş bir açıdan değerlendirildiği bir toplantı yaptık. İstanbul Tabip Odasının yaptığı ve Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerine bağlı çalışan işyeri hekimlerinin çalışma yaşamını değerlendiren Saha Araştırması Raporunu sunduk. Son olarak da Türk Tabipleri Birliği'nin Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün başlığıyla yürüttüğü faaliyetler bütününün bir parçası olarak Başka Bir İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Mümkün diyerek yola çıktığımız model önerimizi işyeri hekimlerine sunduk ve beraber tartışmaya açtık. Türkiye'de derinleşen ekonomik kriz, yurttaşları her geçen gün daha da yoksullaştırıyor. Bunu hepimiz çok yakından hissediyoruz. Çalışanların yarısından fazlası asgari ücret ya da daha düşük ücrete çalışırken, yapılan araştırmalarda, Kasım 2025 itibarıyla dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenebilmesi için 38 bin 604 liraya gereksinimi olduğu ortaya konuldu; giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri zorunlu ihtiyaçların da dâhil edildiği yoksulluk sınırı ise 95 bin 562 lirayken, bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyetinin ise 63 bin 088 lira olduğu açıklandı. Böyle bir tabloda emekçiler evlerini geçindirmek için güvencesiz işlerde kayıt dışı çalışmak zorunda kalıyor. Kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 25,9'a yükseldi, yani yaklaşık 8,5 milyon kişi sosyal güvenlik kapsamı dışında çalışıyor. Verilerde kayıt dışı çalışmanın en fazla görüldüğü sektör ise yüzde 16,8 ile tarım sektörü. Bunun yanı sıra işçilerin çalıştığı iş yerlerinin birçoğu da denetimsiz ve işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda alınması gereken önlemler alınmıyor. İş yerlerinde veya madenlerde meydana gelen iş kazalarında çok sayıda işçi yaşamını yitiriyor. Son yıllarda yaşadıklarımızı hatırlarsak; Soma'da maden ocağında 13 Mayıs 2014'te çıkan yangında 301 işçi yaşamını yitirmişti. Erzincan İliç altın madeninde meydana gelen çökmeden dolayı 9 kişi, Balıkesir'de patlayıcı fabrikasındaki patlamadan dolayı 12 kişi, Kocaeli Derince Limanı'nda tahıl silosunun patlamasından dolayı 2 kişi, Amasra Maden'inde metan gazı patlamasından dolayı 43 kişi ve son olarak ta Kocaeli Dilovası'nda ruhsatı bile olmayan, doğru dürüst denetlenmeyen, zorunlu olmasına rağmen hiçbir İSİG hizmeti almadığı anlaşılan parfüm fabrikasında 2'si çocuk olmak üzere 7 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Her gün 5-6 işçimiz, 4-5 günde bir 1 çocuğumuz yaşamını iş cinayetlerinde yitirmektedir. Bu kabul edilemez bir tablodur. Bunlar rakam değil, her biri bir can, hepsinin eşi, çocuğu, annesi, babası, kardeşleri var. İSİG Meclisi basından/sendikalardan/yerel kaynaklardan bulabildiği tüm iş cinayetlerini adı, yaşı, ölüm nedenlerini de vererek sosyal medyasından düzenli olarak yayınlıyor; aylık ve yıllık raporlar sunuyor. Bu veriler bize tablonun ne kadar vahim olduğunu göstermesi, adeta iş yaşamında seri cinayetler yaşandığını sunması açısından çok değerli bizim için. Başka bir sağlık sisteminin ancak başka bir Türkiye ile mümkün olacağını biliyoruz ve hayal ettiğimiz, kurguladığımız bu modelin hazırlığını bugünden yarına yapıyor, bugün yaptığımız gibi her fırsatta her ortamda gündeme getirip işyeri hekimlerinin görüşlerine sunuyoruz.  Acil taleplerimizi 10 başlık altında topladık. Biz işyeri hekimleri olarak; 1. Kamusal bir işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmet modelinde çalışmak istiyoruz, 2. Mesleki bağımsızlığımızı istiyoruz, 3. İş güvencesi istiyoruz, 4. İnsanca yaşayacak bir gelir istiyoruz, 5. Sağlık hizmetinin taşeronu olmaz, OSGB'lerin kapatılmasını istiyoruz, 6. İşçiyle aramızdaki güven ilişkisini korumak istiyoruz, 7. Hekimliğe yaraşır çalışma ortamı istiyoruz, 8. İşimizi yapabilmek için yeterli süre istiyoruz, 9. İşyerlerinin düzenli ve etkili denetlenmesini istiyoruz, 10. Mesleki gelişim eğitimlerinin sürekli ve zorunlu olmasını istiyoruz.. Son yaşadıklarımız da göstermiştir ki, barış içerisinde, eşit, özgür, laik ve demokratik bir Cumhuriyette, herkesin eşit, nitelikli, ücretsiz, ana dilinde bir sağlık hizmetine ulaşabilmesi için, yani özlüce söylersek başka bir sağlık ve başka bir Türkiye mümkün diyebilmek için ilk adım olarak şu 3 sloganı hep birlikte yüksek sesle söylemeliyiz: Hak, hukuk, adalet. Birleşe birleşe kazanacağız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz." Kaynak : PERRE
Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu, Adıyaman'da iş yeri hekimleriyle buluşarak işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını değerlendirdi. Toplantıda acil talepler 10 başlıkta dile getirildi ve "Başka Bir İşçi Sağlığı ve İş yeri Hekimliği Mümkün" modeli tartışıldı.

Adıyaman'da Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu ile Adıyaman Tabip Odası tarafından 29-30 Kasım tarihlerinde işyeri hekimleriyle buluşma toplantısı gerçekleştirildi. Kol Yürütme Kurulu üyeleri ve çevre illerden gelen işyeri hekimlerinin katıldığı toplantıda, 6 Şubat depreminin yarattığı işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları detaylı şekilde ele alındı.

Toplantıda İstanbul Tabip Odası'nın Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerine bağlı çalışan işyeri hekimlerinin çalışma yaşamını değerlendirdiği saha araştırması raporu sunuldu. Ayrıca Türk Tabipleri Birliği'nin "Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün" vizyonu çerçevesinde geliştirilen "Başka Bir İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Mümkün" modeli hekimlerle paylaşılarak tartışıldı.

Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu adına basın açıklaması yapan Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu Başkanı Dr. Figen Şahpaz, Türkiye'de artan ekonomik kriz ve güvencesiz çalışma koşullarının işçi sağlığını ciddi şekilde etkilediğine dikkat çekerek, işçilerin yüzde 25,9'unun kayıt dışı çalıştığını ve iş kazalarının önlenebilir olmasına rağmen ciddi ihmaller nedeniyle yaşandığını vurguladı.

Başkan Şahpaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

" Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimleri Kolu adına Yürütme Kurulu üyeleri olarak Adıyaman'a işyeri hekimleriyle buluşmaya geldik. Kol Yürütmesi olarak düzenli aralıklarla toplanıyoruz. Çoğu zaman çevirim içi toplantılar yapıyoruz. En verimli toplantılarımız ise yüz yüze yaptıklarımız. Bazı toplantılarımızı bölgeler-illere giderek, oradaki işyeri hekimleriyle de buluşarak yapma kararı almıştık. İlk il olarak Adıyaman'ı seçme nedenimiz özellikle 6 Şubat Depremleri'nin en çok yıkım ve ölüm yaşanan illerimizden olması.

29 Kasım Cumartesi günü Adıyaman Tabip Odası Yönetim Kurulu ile buluşup şantiyeleri gezdik, Hastane inşaatı, Toki inşaat alanı, Kuzu Grup İnşaat sahası, konteyner kentler Adıyaman Tabip Odası kreş ve konteyner alanı ziyaretler gerçekleştirdik. İşyeri hekimleriyle yaşadıkları sorunları yerinde değerlendirdik. Akşam ise Tabip Odamızda Yürütme Kurulu toplantımızı yaptık.

30 Kasım Pazar günü ise, Adıyaman'da çalışan ve çevre illerden de gelen işyeri hekimlerimizle, depremin ve sonrasında artan inşaat faaliyetlerinin yarattığı işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının ve çözüm önerilerinin geniş bir açıdan değerlendirildiği bir toplantı yaptık. İstanbul Tabip Odasının yaptığı ve Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerine bağlı çalışan işyeri hekimlerinin çalışma yaşamını değerlendiren Saha Araştırması Raporunu sunduk. Son olarak da Türk Tabipleri Birliği'nin Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün başlığıyla yürüttüğü faaliyetler bütününün bir parçası olarak Başka Bir İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Mümkün diyerek yola çıktığımız model önerimizi işyeri hekimlerine sunduk ve beraber tartışmaya açtık.

Türkiye'de derinleşen ekonomik kriz, yurttaşları her geçen gün daha da yoksullaştırıyor. Bunu hepimiz çok yakından hissediyoruz. Çalışanların yarısından fazlası asgari ücret ya da daha düşük ücrete çalışırken, yapılan araştırmalarda, Kasım 2025 itibarıyla dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenebilmesi için 38 bin 604 liraya gereksinimi olduğu ortaya konuldu; giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri zorunlu ihtiyaçların da dâhil edildiği yoksulluk sınırı ise 95 bin 562 lirayken, bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyetinin ise 63 bin 088 lira olduğu açıklandı.

Böyle bir tabloda emekçiler evlerini geçindirmek için güvencesiz işlerde kayıt dışı çalışmak zorunda kalıyor. Kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 25,9'a yükseldi, yani yaklaşık 8,5 milyon kişi sosyal güvenlik kapsamı dışında çalışıyor. Verilerde kayıt dışı çalışmanın en fazla görüldüğü sektör ise yüzde 16,8 ile tarım sektörü.

Bunun yanı sıra işçilerin çalıştığı iş yerlerinin birçoğu da denetimsiz ve işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda alınması gereken önlemler alınmıyor. İş yerlerinde veya madenlerde meydana gelen iş kazalarında çok sayıda işçi yaşamını yitiriyor.

Son yıllarda yaşadıklarımızı hatırlarsak; Soma'da maden ocağında 13 Mayıs 2014'te çıkan yangında 301 işçi yaşamını yitirmişti. Erzincan İliç altın madeninde meydana gelen çökmeden dolayı 9 kişi, Balıkesir'de patlayıcı fabrikasındaki patlamadan dolayı 12 kişi, Kocaeli Derince Limanı'nda tahıl silosunun patlamasından dolayı 2 kişi, Amasra Maden'inde metan gazı patlamasından dolayı 43 kişi ve son olarak ta Kocaeli Dilovası'nda ruhsatı bile olmayan, doğru dürüst denetlenmeyen, zorunlu olmasına rağmen hiçbir İSİG hizmeti almadığı anlaşılan parfüm fabrikasında 2'si çocuk olmak üzere 7 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

Her gün 5-6 işçimiz, 4-5 günde bir 1 çocuğumuz yaşamını iş cinayetlerinde yitirmektedir. Bu kabul edilemez bir tablodur. Bunlar rakam değil, her biri bir can, hepsinin eşi, çocuğu, annesi, babası, kardeşleri var. İSİG Meclisi basından/sendikalardan/yerel kaynaklardan bulabildiği tüm iş cinayetlerini adı, yaşı, ölüm nedenlerini de vererek sosyal medyasından düzenli olarak yayınlıyor; aylık ve yıllık raporlar sunuyor. Bu veriler bize tablonun ne kadar vahim olduğunu göstermesi, adeta iş yaşamında seri cinayetler yaşandığını sunması açısından çok değerli bizim için.

Başka bir sağlık sisteminin ancak başka bir Türkiye ile mümkün olacağını biliyoruz ve hayal ettiğimiz, kurguladığımız bu modelin hazırlığını bugünden yarına yapıyor, bugün yaptığımız gibi her fırsatta her ortamda gündeme getirip işyeri hekimlerinin görüşlerine sunuyoruz. 

Acil taleplerimizi 10 başlık altında topladık.

Biz işyeri hekimleri olarak;

1. Kamusal bir işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmet modelinde çalışmak istiyoruz,

2. Mesleki bağımsızlığımızı istiyoruz,

3. İş güvencesi istiyoruz,

4. İnsanca yaşayacak bir gelir istiyoruz,

5. Sağlık hizmetinin taşeronu olmaz, OSGB'lerin kapatılmasını istiyoruz,

6. İşçiyle aramızdaki güven ilişkisini korumak istiyoruz,

7. Hekimliğe yaraşır çalışma ortamı istiyoruz,

8. İşimizi yapabilmek için yeterli süre istiyoruz,

9. İşyerlerinin düzenli ve etkili denetlenmesini istiyoruz,

10. Mesleki gelişim eğitimlerinin sürekli ve zorunlu olmasını istiyoruz..

Son yaşadıklarımız da göstermiştir ki, barış içerisinde, eşit, özgür, laik ve demokratik bir Cumhuriyette, herkesin eşit, nitelikli, ücretsiz, ana dilinde bir sağlık hizmetine ulaşabilmesi için, yani özlüce söylersek başka bir sağlık ve başka bir Türkiye mümkün diyebilmek için ilk adım olarak şu 3 sloganı hep birlikte yüksek sesle söylemeliyiz:

Hak, hukuk, adalet. Birleşe birleşe kazanacağız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz."

Kaynak : PERRE

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.